Doğu Trakya, Türkiye Trakya'sı ya da Türkiye'de halk dilinde sadece Trakya, Trakya bölgesinin Türkiye sınırları içinde kalan kısmıdır. Batısında Meriç Nehri ve Yunanistan'a bağlı Batı Trakya, kuzeyinde Bulgaristan'da kalan Kuzey Trakya ve Karadeniz, doğu ve güneyde ise sırasıyla İstanbul Boğazı, Marmara Denizi, Çanakkale Boğazı ve Saroz Körfezi ile çevrilidir. İstanbul kentinin tarihsel merkezi ve Edirne gibi önemli eski kentler bu bölgededir. Aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa ile olan karayolu ve demiryolu bağlantıları Doğu Trakya'dadır.

Türkiye'nin en batısında ve Avrupa Birliği ülkelerinden, Bulgaristan ve Yunanistan sınırında yer alan Trakya Bölgesi; Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illeri ile Çanakkale ve İstanbul illerinin Avrupa yakası ilçelerinden oluşmaktadır. Türkiye ile Avrupa arasındaki karayolu geçişlerinin bulunmasının yanı sıra. Bölge halkının büyük bir kesiminin Balkan Ülkeleri'nden göçerek Bölgeye yerleşen insanlardan oluşması, Trakya Bölgesi'nin sadece fiziki değil, kültürel ve sosyal bir geçiş noktası olmasını sağlamıştır.

Trakya topraklarının büyük bir kısmı tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Edirne ve Kırklareli illerinde, en önemli geçim kaynağı tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Yoğun sanayi üretimine sahip olan Tekirdağ ilinde özellikle iç ve batı kesiminde yaşayanların büyük bir bölümü yine tarımla ilgili işlerle uğraşmaktadır. Doğuda Sakarya, Kocaeli illerinden başlayan sanayi yerleşimleri, Trakya Bölgesi'nde Tekirdağ'a bağlı Çorlu ile Çerkezköy ve Kırklareli'ye bağlı Lüleburgaz ilçelerine kadar uzanmaktadır. D-100 karayolunun etrafında yoğunlaşan sanayi ve büyük tarımsal alan ile Bölge, ikili bir yapı arz etmektedir. Bu ikili yapı üretimin yanı sıra sosyal yaşamı da şekillendirmektedir.

Bölge tarihi, kültürel ve doğal varlıkları ile de Türkiye'nin önemli yerlerinden birisidir. 1365'ten İstanbul'un fethine (1453) kadar olan dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentliğini yapan Edirne, hem Osmanlı döneminin fiziki ve kültürel izlerinin, hem de Bölgenin en eski üniversitesi ile modern bir yaşamın aynı anda devam ettiği bir şehrimizdir. Karadeniz kıyısındaki Kırklareli ili Longoz ormanları, Dupnisa Mağarası, İğneada, Kıyıköy bölgelerinde eşsiz doğal varlıkların yanı sıra Bölge, Fatih'in İstanbul'u fethinde kullandığı topların döküldüğü Demirköy gibi bir yöreye sahiptir. Romalılar döneminde Trakya bölgesi başkentliğini yapmış olan Perinthos'u, Macar kralı Rakoczi'nin sürgün hayatını geçirdiği yer olan Tekirdağ kendine has kültürü ve güzellikleri ile yüksek potansiyele sahip bir ildir.

Trakya Bölgesi geleneksel tarım toplumundan modern tarıma geçişte öncü bir Bölge olmasının yanında, hızla gelişen sanayisi, değişen ekonomik ve sosyal çehresi ile diğer bölgelere ilham kaynağı olmaktadır. Çorlu ve Çerkezköy'de bulunan iki adet Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ve Çorlu'daki Avrupa Serbest Bölgesi gelişmiş alt yapıları sayesinde Bölgeye önemli yatırımların çekilmesinde öncülük görevi üstlenmektedirler. Buralarda yüksek doluluk oranları, yeni yatırımların çekilmesinde bölge adına önemli bir avantaj teşkil etmektedir. Gelişmiş altyapıya sahip bu bölgeler ile birlikte D-100 aksı etrafına serpilmiş sanayi yoğunlaşmasından kaynaklanan çevre kirliliği, Bölgenin önemli sorunlarından biri olarak görülmektedir. Ancak, son dönemde üzerinde çalışılan Islah Organize Sanayi Bölgeleri bu dağınık sanayi bölgesine ortak bir altyapının sağlanması için önemli bir çözüm yolu olma potansiyeline sahiptir.

Trakya Bölgesi'nde yapılan sanayi yatırımlarının hızla artması, İstanbul'da bulunan bazı endüstri kollarının Bölgeye kaydırılması; sanayinin Bölge ve özellikle de tarımsal üretim üzerinde büyük bir baskı oluşturmasına neden olmaktadır. Önemli sosyal sonuçlar da doğurmakta olan bu gelişmenin. Bölgeye dışarıdan göç hareketlerinin başlamasının ötesinde, Bölge içinde tarım yoğun alanlardan sanayi alanlarına doğru nüfusun kaymasına neden olduğu da görülmektedir. Tarımsal alanlarda yaşayan nüfusun tarımdan elde ettiği gelirin istenilen düzeyde olmaması, bu insanları sanayide niteliksiz çalışanlara dönüştürebilmektedir.

Trakya Bölgesi, sahip olduğu beşeri sermaye ve doğal kaynakları açısından hem sanayinin gelişimine hem de tarımsal üretime uygun bir bölgedir. Ancak, Bölgede baş gösteren sorunların temelinde bu iki sektörün uyumlu şekilde gelişim gösterememesi, bunun yerine özellikle 1980'li yıllardan itibaren sanayi lehine gelişen kontrolsüz artışın devam etmesi bulunmaktadır.

Coğrafya

Balkan Yarımadasının güneydoğu ucunda yer alan bölgenin başlıca yer şekilleri Karadeniz'e paralel uzanan Yıldız Dağları ve güneyindeki daha alçak olan Koru Dağları ve Işıklar Dağı (Ganos Dağı)'dır. Çatalca-Kocaeli Platosunun Çatalca kısmı bu bölgededir. Bölgenin geri kalan kısımları alçak tepelerden oluşmaktadır. Çatalca Yarımadası ve Gelibolu Yarımadaları, yine Doğu Trakya'dadır.

Yıldız (Istranca) Dağları

Istranca Dağları veya Yıldız Dağları, Trakya'nın Karadeniz kıyılarına paralel olarak, Bulgaristan'dan İstanbul iline kadar yaklaşık 300 kilometrelik bir dağ zincirinden oluşmaktadır. Bu zincirin en yüksek noktası Kırklareli ilinde bulunan yaklaşık 1.031 metrelik Mahya Dağı zirvesidir. Eskiden kayın ormanı olanlar kesilip yerine maki ve kızılçam ekilmiştir. Kırklareli'nin kuzeybatı-güneydoğu yönündeki Yıldız Dağları'nın asıl ana noktalarını jeolojik yönden granit ve gnayslar oluşturur. Bunun üzerinde de kristalen yüzeyler yer alır. Orta yükseklikte bir dağ sırası olan Yıldız Dağları'nın en yüksek bölümü Kırklareli ile Demirköy arasındadır. Bu bölümdeki büyük ve küçük Mahya Dağları 1.031 m ye ulaşır. Kırklareli-Demirköy hattının kuzeybatısına doğru da yükselti azalır. Buradaki başlıca yükseltiler, Fatmakaya Tepesi (901 m), Sivritepe (851 m), Kaletepe (846 m), Dalyantepe (725 m), Bocalar Tepe (680 m), Karakoltepe (719 m), Yeltepe (618 m), Çavuştepe (726 m) ve Topkoru Tepe'dir (592 m).

Yıldız Dağları kuzeyden Karadeniz'e dökülen, güneyde de Ergene'ye ulaşan akarsularla parçalanmıştır.

İlin dağlık kesimini meydana getiren Kırklareli-Demirköy dışında kalan alanlar, Ergene Havzası'na doğru alçak platolara dönüşür. Bu platolar yer yer parçalanmış ve yarılmıştır.

İl topraklarının kuzeyinde yer alan platolar, Yıldız Dağları ile Karadeniz kıyı kuşağı arasında çeşitli yüksekliklerden meydana gelmiştir. Bu kesimde Limanköy Platosu ve Demirköy Platosu bulunmaktadır. Bunlardan Limanköy Platosu Karadeniz'e eğimli alanların kuzeydeki bölümüdür. Düz olan bu plato denize yaklaştıkça dik kayalıklara dönüşür. Bu plato kuzeyde Bulgaristan-Türkiye sınırını oluşturan Rezve Deresi ile ikiye bölünür.

Demirköy Platosu ise İğneada Havzası'nın batı ucunda yer alır. Granit bir yapı gösteren bu alan da Karadeniz'e açık olduğu gibi derelerle parçalanmıştır.

Güney platolar Ergene Havzası ile Yıldız Dağlarının yüksek kesimleri arasındaki yöreyi kaplar. Ergene Irmağı'nın kolları ile parçalanmış olan bu kesimde çok sayıda düzlükler bulunmaktadır. Aynı zamanda da derin vadilerle yarılmıştır.

Koru Dağları

Koru Dağları, Gelibolu Yarımadası'nın kuzey sınırından başlayarak Ergene Havzası'na kadar inen önemli bir yükseltidir.

Koru Dağları, Tekirdağ'ın Malkara ilçesinden, Edirne'nin Keşan ve Enez ilçelerine kadar tepeleri ve yükseltisi fazla olmayan uzantıları ile kıyıya paralel bir şekilde uzanır. Zirve noktası komşu Işıklar (Ganos) Dağları'na oranla az olmasına karşın genellikle kızılçam ve meşe türlerinden oluşan ormanları, yaban hayatı koruma sahası, karaca yetiştirme sahası ve kır bahçeleri ile gezilecek bir coğrafyadır. Çanakkale-İstanbul yolu, Koru Dağı üzerinden geçer. Bu tepenin yüksekliği 350 metredir ve çevresi Mecidiye'ye kadar genellikle kızılçam ormanları ile kaplıdır. Bölgeden geçen Çanakkale-İstanbul yolu üzerinde Koru Dağı dinlenme tesisleri bulunmaktadır.

Güney yamaçları dik olmasına rağmen kuzey yamaçları böyle değildir. Bu bölgeye en yakın köylerden bazıları Çanakkale Gelibolu'ya bağlı olan Şadıllı, Kalealtı, Adilhan, Edirne Keşan'a bağlı olan Yerlisu, Mahmutköy, Büyükdoğanca, Tekirdağ Malkara'ya bağlı olan Gözsüz, Balabancık, Elmalı, Deveci ve Karacahalil'dir. Bu köyler, Koru Dağ orman köylerinden sadece birkaç tanesidir. Dağların güney yakasında ise Evreşe kasabası, Süleymaniye ve Bayramiç bulunmaktadır. Doğusunda Şarköy ilçesi ve Işıklar Dağları bulunur. Kuzeyinde ise Malkara ve Keşan ilçeleri vardır. Koru Dağları çeşitli derelerle yarılmıştır. Kuzey yamaçlarından doğan dereler birleşerek Evreşe (Kavak) Ovasında Kavak Çayı adını alır ve Saroz Körfezi ile buluşur.

Koru Dağları, Trakya'nın en önemli üç yükseltisinden biridir ve yaban hayatı ile Yıldız Dağları'ndan sonra Trakya'daki en önemli coğrafya olma özelliğine sahiptir. Koru Dağları'nda gerçekleştirilen yoğun ağaçlandırma çalışmaları ve çevre köylülerin bilinçlendirilmesi ile Koru Dağları'nın geleceğinin şuan için parlak olduğu söylenebilir. Kızılçam, meşe, gürgen ve karaçam gibi ağaç türleri ile, Şarköy ilçesinin kuzey batısından başlayıp Kuzey Gelibolu ve Güney Malkara'yı geçerek Keşan ilçesinin Mecidiye kasabasına kadar yoğun orman örtüsü ve yabani yaşamı ile Trakya'nın en önemli doğa alanlarından biri olma özelliğine sahiptir. Dağın bünyesindeki en önemli canlılar karaca, kurt, tilki, yaban domuzu ve tavşandır. Ayrıca keklik, sülün gibi birçok kuş türü de bölgede yaşamaktadır. Bölgede endemik bitki türleri de bulunmaktadır. Koru Dağları'nın orman yapısı, batı yakası genellikle kızılçam ağırlıklı olmak üzere karaçam ve meşe topluluklarından oluşur. Doğu yakası ise genellikle meşe gibi yaprak döken ağaç türlerinden oluşan ormanlar ile kaplıdır.

Ergene Nehri

Ergene, Türkiye'nin Balkan kesiminde bir nehirdir. Meriç Nehri'nin kollarından biri olan Ergene Nehri, Türkiye'de Marmara Bölgesi'nin Karadeniz kıyılarındaki Yıldız Dağları'ndan doğar. Çok çatallı bir hâlde bulunur. Birçok kolu vardır. En sonunda Meriç Nehri ile birleşerek Ege Denizi'ne dökülür. Ayrıca Marmara Bölgesi'nde Ergene Bölümü'ne ismini vermiştir.

Meriç Nehri ile birleştikten sonra Ege Denizi'ne dökülen Ergene Nehri'nin uzunluğu 283 km, havza alanı ise Ergene Havzası toplam alanı 12 bin 438.2km²'dir.

Ergene Havzası, Türkiye'nin Marmara Bölgesi içinde yer alan Trakya Alt Bölgesi'nde bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi'nden Avrupa'ya geçiş alanında, doğuda İstanbul İl sınırı ile başlayan, batıda Bulgaristan ve Yunanistan ülke sınırları ile biten alanı kapsamaktadır.

Ergene Nehri, havzanın kuzey doğusunda bulunan Istranca Dağlarındaki Ergene Kaynaklarından doğmaktadır ve Ergene Deresi adıyla Kuzey Doğu – Güney Batı yönünde akmaktadır

Ergene Nehri, Çerkezköy ve Çorlu'daki sanayi tesisleri yüzünden kirletilmektedir. Özellikle taştığı zaman bütün Ergene Ovası kirlenmektedir. Bu kirlilikten Uzunköprü, Pehlivanköy, Alpullu, Sinanlı, Çorlu, Çerkezköy, Muratlı gibi nehir üzerinde bulunan yerleşim birimleri etkilenmektedir.

Diğer Bilgiler

Doğu Trakya'nın doğal gölleri iki kısma ayrılabilir. Bunlar bölgenin doğusunda İstanbul yakınlarında toplananalar; Büyük Çekmece Gölü, Küçük Çekmece Gölü ve Terkos Gölü ile Meriç Nehrinin civarında oluşanlardır; en önemlileri Gala Gölü'dür.

Önemli bazı barajlar ise şunlardır;

Alibeyköy Barajı
Sazlıdere Barajı
Karaidemir Barajı
Kadıköy Barajı
Kırklareli Barajı
Armağan Barajı
Süloğlu Barajı
Kayalı Barajı
Altınyazı Barajı

Marmara Bölgesi'ne dahil olan Doğu Trakya'nın bölgesel alt bölümleri şöyledir;

Tamamı Doğu Trakya'da yer alan bölümler;
Ergene Bölümü
Yıldız Bölümü

Sadece bir kısmı Doğu Trakya'da yer alan bölümler;
Çatalca-Kocaeli Bölümü (Çatalca Yarımadası)
Güney Marmara Bölümü (Gelibolu Yarımadası)

Doğu Trakya'daki Milli Parklar şunlardır;

Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı, Çanakkale (1973'ten beri)
Gala Gölü Millî Parkı, Edirne (2005'ten beri)
İğneada Longoz Ormanları Millî Parkı, Kırklareli (2007'den beri)

İlk baharda Bulgaristan'da bulunan Kuzey Trakya'da eriyen karlar ve yoğun yağışlar, kimi yıllar bölgedeki barajların kapasitelerini zorlar. Bu durumda açılan baraj kapakları, Batı Trakya ve Doğu Trakya'nın Meriç Havzasında su baskınlarına neden olur.

Tarihi

Doğu Trakya'nın insanın Avrupa kıtasına ilk geçiş güzergahlarından biri olduğu düşünülmektedir. Bölge insanlık tarihi boyunca batıdan, doğuya ya da doğudan, batıya göç eden birçok kavmin rotası içinde yer almıştır. Erken dönemde Misyalılar, Bitinyalılar, Frigyalılar ve daha geç dönemde Galatlar, Anadoluya Doğu Trakya üzerinden geçen bazı önemli uluslardır. Küçük Çekmece Gölü yakınlarındaki Yarımburgaz Mağarası, hem Doğu Trakya'nın, hem de Türkiye'nin önemli Paleolitik yerleşim yerlerindendir. Edirne ve Kırklareli illerinde yer alan Dolmenler ise diğer eski buluntulardır.

Bölgenin tamamına egemen olan ilk uygarlık Trak uygarlığıdır. Troya Savaşında Troyalıların yanında yer alan, Yunanlıların savaşçılık ve Ares kültü ile ilişkilendirdikleri bu kavim günümüz Kuzey Trakya'sı merkez olmak üzere tüm Trakya'yı hatta Bulgaristan ve Makedonya'nın büyük bölümünü egemenlikleri altına alan Odris Krallığı olarak bilinen bir krallığı kurmuştur. Ama aynı zamanda özellikle Gelibolu Yarımadasında ve Marmara kıyılarında Yunan kolonicilerin kurduğu ya da yeniden imar ettiği şehirlerinin bulunduğu bölgelerdir.

Doğu Trakya'daki önemli antik kentler;
Kıyılarda, Ege'den Karadeniz'e doğru
Ainos (Enez)
Sestos
Rodosto (Tekirdağ)
Perinthos/Herakleia (Marmara Ereğlisi)
Byzantion (İstanbul)
Samlydessus (Kıyıköy)

İç kısımlarda
Adrianopolis (Edirne)
Bergula/Arcadiopolis (Lüleburgaz)
Bizye (Vize)

Hellenistik dönemden, Osmanlı gerileme dönemine

Leandros ve Hero efsanesinde, Leandros Sestos'ludur
Peloponez Savaşıları sırasında MÖ 405 yılında adını Sestos şehrinin kuzeyindeki bir yerleşim yerinden alan Aegospotami Muharebesi Sparta zaferiyle sonuçlanan Çanakkale Boğazında gerçekleşen bir deniz savaşıdır.
Persler, Çanakkale Boğazı geçerek bölgeye egemen olur.
Büyük İskender, Pers Seferi sırasında, Asya'ya yaptığı yolculuk sırasında Byzantion şehri ve Doğu Trakya'nın doğusu hariç bölgeyi fetheder.
İskender'in ölümü sonrası, valilerinden Lysimakhos, Gelibolu Yarımadasına kendi adıyla adılan bir başkent kurar ve kısa süre içinde olsa Batı Anadolu'dan Makedonya'ya kadar geniş topraklara hükmeder.
Roma Döneminde Doğu Trakya, günümüz Batı ve Kuzey Trakya'sı ile beraber, Trakya bölgesi içinde yer alır. Romalıların imparatorluk genelinde ulaşım sistemini geliştirmek için yaptıkları yollardan biri olan Egnatia Yolu bölgeden geçer.
Trakya şehri Byzantion, Konstantinopolis adını alıp Doğu Roma'nın başkenti olur. Ayrıca Doğu Roma idari sistemindeki Trakya Theması yalnız Doğu Trakya ve Bulgaristan'ın Burgaz bölgesinden, kimi dönemlerde ise Kuzey Trakya hariç, Batı ve Doğu Trakya'dan oluşur.
Hun, Avar, Got halkları ayrı ayrı bölgeyi yağmalamıştır.
Haçlı Seferlerinin güzergahı üzerinde bulunan Doğu Trakya, Dördüncü Haçlı Seferi sonucu işgal edilen Konstantinopolis ile birlikte Latin İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir ama daha sonra Doğu Roma'nın temsilcisi olan İznik İmparatorluğu bölgeyi yeniden ele geçirmiştir.
Gelibolu Yarımadasındaki Çimpe Kalesi, Osmanlı Devleti'nin Doğu Trakya'daki ve aynı zamanda Avrupa'daki ilk toprağı olarak 1356 yılında Osmanlı yönetimine geçmiştir. Bölgede hakimiyet alanını genişleten Osmanlıların, Doğu Trakya'da yaptıkları başlıça savaşlar şunlardır;
Sazlıdere Savaşı (1363), sonucunda Edirne'nin fethi gerçekleşti ve kent başkent oldu.
Sırpsındığı Savaşı (1364), Edirne yakınları
1453'te Konstantinopolis'in fethi ile şehir için İstanbul adı kullanımı başlanmıştır ve tüm Doğu Trakya, Osmanlı İmparatorluğuna dahil olmuştur.

Osmanlı gerileme ve çöküş dönemleri

93 Harbi sırasında Rus kuvvetleri Doğu Trakya'yı işgal ederler. Savaşın sonunda imzalanan Ayastefanos Antlaşması ile Bulgaristan bağımsızlığını kazanır.
Birinci Balkan Savaşında Bulgar orduları Çatalca önlerine kadar gelerek, Osmanlıyı Edirne ve Kırklareli'ni Bulgaristan'a bırakan bir antlaşmayı kabul ettirmişlerdir.
Bulgaristan'ın İkinci Balkan Savaşında birçok Balkan devleti ile aynı anda savaşmasını fırsat bilen Osmanlı, savaş ilan ederek Edirne ve Kırklareli'ni geri almayı başarmıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nın ve önemli cephelerinden biri olan Gelibolu Savaşı bu bölge gerçekleşmiştir.
Sevr Antlaşmasıyla bölge Yunanlılara, boğaz kıyıları ise özel bir uluslararası denetime bırakılmıştır.
"Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" Edirne'de işgalleri protesto için kurulmuştur.

Türkiye dönemi

Kurtuluş Savaşı Batı Cephesinin başarı sonrası imzalan Mudanya Ateşkes Antlaşması ve Lozan Antlaşması sonucunda, Doğu Trakya'da ciddi çarpışmalar yapılmadan, bölge Türkiye'ye bırakıldı.
Yunanistan, Türkiye'ye savaş tazminatı olarak Karaağaç mevkiini bırakmıştır. Bu toprak Türkiye'nin Meriç Nehrinin batısındaki tek toprağıdır.
Lozan Mübadelesi ile İstanbul merkez hariç bölgedeki tüm Rumlar, Yunanistan'a gönderilmiştir.
İstanbul'un etkilenmediği Trakya Olayları olarak adlandırılan antisemitik hareket, 1934'te on günü aşkın bir süre bölgede etkili olmuştur. Sonucunda bölge Yahudi nüfusunun büyük bölümünü kaybetmiştir.
1989 yazındaki Türk göçü nedeniyle Bulgaristan'daki Türklerin büyük bölümü Türkiye'ye ve bölgeye gelmişlerdir. Bir kısmı daha sonra dönmüşse de, Türkiye'de kalmayı seçenlerde mevcuttur.

Nüfus ve Yerleşim

İstanbul'u ayrı tutarsak, Doğu Trakya'nın nüfus yapısında başlıca etnik gruplar özellikle Rumeli göçmenlerinin oluşturduğu Türkler ve kimi bölgelerde yoğunlaşan Romanlardır. Bölgenin tarihsel merkezi Edirne olsa da bölgenin yeni merkezi Tekirdağ'dır. Batı ve Kuzey Trakya'nın Osmanlının elinden çıkması sonucu, Edirne Türkiye Cumhuriyeti'nde bir sınır kenti durumuna düşmüştür. Bu da yatırımcıların kent yerine İstanbul'a daha yakın Tekirdağ'ı seçmesine neden olmaktadır. Benzer şekilde Kırklareli de dağlık yapısı nedeniyle, yeterli yatırım çekememektedir.

İl bazlı nüfus durumuna bakarsak 2011 genel seçimlerinde Tekirdağ önceden 5 olan milletvekili sayısını 6'ya çıkarırken, Edirne'nin 4 olan milletvekili sayısı 3'e düşmüştür, Kırklareli'nin ise milletvekili sayısı 3'tür. Yeni Büyükşehir kanunuyla da Tekirdağ Büyükşehir statüsüne getirilmiştir.

Ekonomi

Ergene havzası tarımın en yoğun yapıldığı bölümlerdendir. Başlıca ürünler ayçiçeği ve buğdaydır. Sulama imkanlarının daha bol olduğu Meriç tarafında ise pirinç ekimi yaygındır. Bunların dışındaki tarım ürünleri Şarköy civarında bağcılık ve Edirne'nin Ege kıyıları ile Gelibolu Yarımadasında zeytinciliktir. Tekirdağ ve Yıldız kısımlarında hayvancılık önemli uğraşlardandır.

Enerji kaynakları ve madenler açısından Doğu Trakya incelendiğinde şu kaynaklar öne çıkar;
Odun ve odun kömürü, Yıldız bölümünde
Doğalgaz, Hamitabat, Lüleburgaz
Linyit, Keşan ve Saray civarı

Başlıca sanayi dalları cam, içki, bitkisel yağ, süt ve süt ürünleridir. Özellikle Çorlu sanayileşmenin bölgedeki adresidir. Kıyıköy, Edirne kenti gibi turistik gezi noktalarının dışında bölgedeki turizm deniz turizmidir. Özellikle Silivri-Marmara Ereğlisi ve Saroz Körfezi kıyıları, yazlık tipi ikincil konutların bölgeleri başlıca yerleridir.

Kültür

Kültürel olarak Türkiye'de, Türkiye Trakya'sı kavramı ile coğrafi olarak Doğu Trakya, kavramları birbirinden farklıdır. Asıl Türkiye Trakya'sı diye tanımlayabileceğimiz bölge, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ illeridir. Örneğin Trakya Kalkınma Ajansının çalışma alanı bu illerdir.

Trakya ile ilgili kültürel konular
Trakya Ağzı
Trakya müziği ve halk oyunları
Kırkpınar güreş festivali

Projeler

Transtrakya Petrol Boru Hattı: Boğazlarda yoğunlaşan petrol trafiğinin yarattığı kirliliği ve özellikle daha dar olan İstanbul Boğazının zaman zaman hava şartlarından dolayı trafiğe kapanması yüzünden aksayan taşımacılık sorunlarına bir çözüm olarak sunulmuştur. Kıyıköy-Saroz Körfezi hattı da yapılması düşünülmektedir.

Kanal İstanbul: 2011 yılında ortaya atılan proje Çatalca Yarımadasına bir kanal açılmasını ve kıyılarına yeni yerleşim yerleri kurulmasını hedefler.
Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.