Türklere ve Müslümanlara 1984-89 yıllarında yapılan zulümlerle ilgili davaSavcılık, 1990 yıllında Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nde Türklerin isimlerinin zorla değiştirilmesi nedeniyle dava açmıştı. Todor Jivkov, Bulgar Komünist Partisi’nin (BKP) Genel Sekreteri, Petır Mladenov eski Dışişleri Bakanı, Dimitır Stoyanov eski İçişleri Bakanı, Penço Kubadinski Politbüro üyesi ve komünist istihbarat DS’nın Başkan Vekili, Georgi Atanasov eski Başbakan sıfatıyla mahkemeye sanık olarak çağrılmıştı.

Davada tek yargılanan Georgi Atanasov olmuştu. Atanasov, Türklere ve Müslümanlara yapılan insanlık dışı zulümler nedeniyle değil, öksüzlere ayrılan 210 bin levayla yakın çevresi için bloklar inşaa etmesinden dolayı 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak 1992 yılında dönemin demokrat Cumhurbaşkanı Jelyu Jelev tarafından affedilmişti.

Petır Mladenov ve Penço Kubadinski’ye yöneltilen suçlamalar rafa kaldırılmıştı. Aradan geçen zamanla konuşulmaz olmuştu.

Todor Jivkov ve Dimitır Stoyanov’un ölmesinin ardından suçlamalar da kalkmıştı. Şu an tek canlı sanık Georgi Atanasov’dur.

Zulümler Aralık 1984 yılında başlamıştı ve resmi olarak 1989 yılına kadar sürmüştü. Zulümler sırasında her Müslüman-Türk adı taşıyan vatandaşın pasaportuna silah gücüyle Hristiyan-Slav adı yazılmıştı. Zulümlere baş kaldıranlar hapse atılmış, toplama kamplarına sürülmüş veya şehit edilmişti. Türkçe konuşan, namaz kılan veya kurban kesen vatandaşlara para cezası kesilmiş ve dayak atılmıştı. Kurban Bayramlarında buz dolaplarında buz dolapların kurban eti aranıyordu. Zulümlere direniş sırasında 162 Türk hayatını kaybetmişti. 1984-89 yıllarında yapılan zulümler, komünist rejimin son kez işlediği vahşice suçlardan biri olarak tarihe geçmiştir. Zulümlere Türk asıllı iş birlikçiler ve DS ajanları da yardım etmiştir. Ajanlar ve iş birlikçiler bugün farklı devlet kurumlarında ve partilerde üst düzey görevler almaya devam eder.

Savcılık 20 yıldan fazla zamandır Türklere ve Müslümanlara yapılan zulümleri soruşturma görevini yerine getirmiyor. Zulme uğramış Bulgaristan vatandaşlarının önemli bir kısmı Türkiye’ye göç etmiştir. Savcılığın, mahkeme tarafından verilen görevi yerine getirmemesi nedeniyle davaya parçalı olarak bakılıyor. Halk arasında zulümler nedeniyle tek bir kişi bile yargılanmadan davanın sonuçlandırılabileceği algısı oluşturulmuştur.

Davanın kapalı kapılar ardından yürütüldüğü 2001 yılında ortaya çıkmıştı.

Dosyaların açıklanmasıyla, BKP ve DS yöneticilerinin birçok insanlık dışı zulme ve ağır suçlara imza attığı ortaya çıkmıştı. Millet Meclisi, 1999 yılında komünist rejimi suç rejimi ilan etmişti.

Anayasa Mahkemesi, 13 Ekim 2016 tarihinde Başsavcı Sotir Tsatsarov’un talebiyle komünist dönemde işlenen suçları cezalandırmayı öngören yasa tasarısının iptalini oylamaya sunmuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Filip Dimitrov dışında tüm yargıçlar, komünist dönemde işlenen suçların cezasının kaldırılmasını desteklemişti.

Kaynakça: Aydın Osman / T HABER