Sayfa 6 / 7
Karl Eitel Friedrich Zephyrinus Ludwig
Köken olarak bir Alman prensi olan Carol, Prens Hohenzollern-Sigmaringenli Karl'ın ikinci oğludur. Dresden ve Bonn'da öğrenim gördükten sonra, Danimarka'ya karşı yapılan Düklükler Savaşı'na (1864) Prusya subayı olarak katıldı. Romanya prensi Alexandru Cuza'nın Şubat 1866'da tahttan indirilmesinden sonra, kuzeni olan Fransa imparatoru III. Napolyon'un üstü kapalı desteğiyle, Romanya tahtına aday gösterildi. Nisan 1866'da yapılan Plebisitle prens oldu. Romanya prensi seçildikten sonra, Osmanlı Devleti'nin karşı çıkmasına, Avusturya ve Rusya'nın ise çekimser bir tavır almalarına karşın, III. Napolyon'un desteğiyle tahtı ele geçirdi.
Temmmuz 1866 Anayasası ile kendisine önemli yetkiler sağladı. Reform yapmak istediyse de aristokrasinin feodal ayrıcalıklarının yarattığı engelle karşılaştı. Alman yanlısı tutumundan dolayı 1870-1871 Fransız-Alman Savaşı sırasında gözden düştü. 1871'de çıkan yerel bir ayaklanmada, tahttan çekilmenin eşiğine geldi. 1877'de Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açınca prens Carol, Çar ile ittifak yaptı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda, Plevne'deki çarpışmada ordunun başında yer alarak halkın sevgisini yeniden kazandı. 9 Mayıs 1877'de Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bağımsızlığını ilan etti. Ayastefanos Antlaşması (3 Mart 1878) ile Romanya'nın bağımsızlığı ve egemenliği tanındı; ancak, Berlin Kongresi (Haziran-Temmuz 1878), çar II. Aleksandr'ın baskısıyla, Carol'u, Dobruca karşılığında (Rusya'nın ele geçirdiği) Güney Besarabya'yı vermek zorunda bıraktı. Carol, 22 Mayıs 1881'de krallık tacını giydi.
Çarın Berlin'deki tutumunu affetmedi, 1883'te Almanya ve Avusturya-Macaristan ile gizli antlaşmalar yaptı. Bununla birlikte, I. Dünya Savaşı'nın başında (1914) Romanya, 1883 anlaşmalarına ve kralın isteğine karşın yansız kaldı. Tüm umutlarını yitiren Carol, iki ay sonra öldü.
Carmen Sylva takma adıyla şair olarak ün kazanan Prenses Wiedli Elisabeth ile 1869'da yaptığı evlilikten hayatta kalan çocuğu olmadığı için, tahta varis olmak üzere, yeğeni Hohenzollernli Ferdinand'ı evlat edindi.
Kentlerdeki sanayi ve finans çevrelerinin gelişmesine önem veren I. Carol bunda büyük ölçüde başarılı oldu. Ayrıca ülkede silahlı kuvvetleri kurup geliştirdi. Kırsal kesimdeki sorunlara aynı ilgiyi gösterememesi, özellikle de köylülerin toprak gereksinimini karşılayamaması, yaklaşık 10 bin kişinin hayatına mal olan kanlı bir köylü ayaklanmasına (1907) yol açtı. Devlet yönetimine saygın ve kararlı bir yapı kazandırdıysa da, siyasi partilere karşı fırsatçı yaklaşımı ülke yönetimindeki bazı olumsuz özelliklerin sürüp gitmesine neden oldu.
Ferdinand Viktor Albert Meinrad
Hohenzollern-Sigmaringen prensi Leopold'un oğluydu. Amcası Kral I. Carol, 1889'da Ferdinand'ı evlat edinerek veliaht ilan etti. Ferdinand, 1893'te Kraliçe Victoria ile Rus çarı II. Aleksandr'ın torunu olan, Edinburgh dükünün kızı Lady Marie ile evlendi. Çekingen bir kişi olmasına ve zaman zaman kararsız davranışlar göstermesine karşın, Romanya'nın askerlik sorunlarına büyük ilgi gösterdi ve II. Balkan Savaşı'nda (1913) Rumen ordusuna komuta etti. Amcasının ölümü üzerine Ekim 1914'te tahta geçti.I. Dünya Savaşı'nın başlarında olayları gözlemekle yetinen Ferdinand, sonunda savaşa İtilaf Devletleri'nin safında katıldı (Ağustos 1916). 1916'nın sonuna doğru Almanların Bükreş'i işgali üzerine hükümetini Iaşi'ye (Yaş) taşıdı. Nisan 1917'de Rumen birliklerinin önünde toprak reformu konusunda söz vermesi, olası bir devrimi önledi. Ama Ferdinand'ın bu sözü savaş sonrası hükümetlerin hiçbir zaman tam olarak çözemediği bir sorunu yarattı.
Romanya Mart 1918'de İttifak Devletleri'ne teslim olmak zorunda kaldıysa da, Kasım 1918'de yeniden savaşa katıldı; daha sonra Erdel, Bukovina, Banat'ın bir bölümü ve Besarabya'yı Büyük Romanya devleti içinde birleştirdi. Böylece, krallığın sınırlarını genişleterek topraklarını iki katına çıkardı. Savaşı izleyen dönemde, Ferdinand, Romanya'nın durumunu sağlamlaştırmaya, yeni topraklarda yaşayan halkları bütünleştirmeye, toprak reformunu sürdürmeye ve toplumsal yenilikler getirmeye çalıştı.
1920'de düzenlediği bir saray darbesiyle General Alexandru Averescu'yu başbakanlığa getirdi. Ferdinand'ın uzun süre önce söz verdiği toprak reformunu sınırlı bir biçimde de olsa gerçekleştiren yönetim (1921) Averescu hükümeti oldu. Ekim 1922'de Alba Iulia'da görkemli bir törenle bütün Rumenleri kralı olarak taç giydi. 1925'te eğlence düşkünü oğlu veliaht II. Carol hakkında yaşadığı düş kırıklıkları Ferdinand'ı veraset hakkından vazgeçmeye zorladı. Vasiyetinde tahtı küçük torunu Prens Mihai'ye bıraktı.
Türklere karşı girişilen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na gönüllü yazıldı ve orduda kaldı. Millî Savunma bakanı oldu. 1907'de bir köylü ayaklanmasını bastırdı. 1912-1913 Balkan Savaşı'nda genelkurmay başkanı oldu. Birinci Dünya Savaşı'nda Romanya orduları kumandanları arasında yer aldı (1916). Mart 1918'de, hükûmeti kurmakla görevlendirildi. Romanya yenilgiye uğradığı zaman, merkezî devletlerle görüşmelere girişti. Halk Partisi (Partidul poporului) başkanı oldu. Mart 1920'de iktidara geldi, fakat 1921'de iktidardan çekildi. 1926'da Bratianu'nun düşmesi üzerine tekrar hükûmet başkanı oldu. Kısa bir süre sonra görevinden istifa etti. Devlet işlerine ancak 1938'de Krallık Konseyi üyesi olarak karıştı.