Şehrin girişinde üzerinde biraz yeşillik ve birçok yeni yapılmış konutun yer aldığı tepeleri geçerken, sol taraftaki yazlık evler bir sayfiye şehrine geldiğiniz duygusunu uyandırmaktadır. Sahilde araçtan indiğinizde kokusunu hissettiren deniz, sağ tarafta tanıtımı iyi yapılmış olan Tekirdağ köftesi servis eden restoranlar, Mimar Sinan'ın yadigarı camii ve sol tarafta yeni hareketlenen Tekirdağ Limanı ile basit işletmeler hariç boş olduğu kanısına kapıldığınız kordon boyu göze çarpan başlıca öğeler oluyor. Hızla gelişmekte olan sanayi şehirlerinde genellikle görülen büyük alışveriş merkezleri, yoğun araç ve insan trafiği Tekirdağ'da henüz kendini hissettirmektedir.
Şehrin turizmde avantajlı konumda olduğu, günlük bir gezi sonrasında rahatlıkla fark edilebilir. Macarların milli kahramanı Rakoczi'nin sürgün evi; etnografya müzesi; bir çoğu yıkılmaya yüz tutmuş eski evleri; harf inkılâbının ilk adımlarının atıldığı valilik binası; mavi bayrağa sahip ama sayfiye kenti konumundaki üzüm ve şarabı ile ünlenmiş Mürefte'nin bulunduğu Şarköy'ü; yamaç paraşütü etkinlikleri, güzel manzarası ve tesis eksiklikleri ile Uçmakdere'si; el dokuması ürünleri ile Karacakılavuz'u; Çanakkale'deki muhteşem direniş için askerlerin ilk toplandığı yer 19. Fırkası ve diğer birçok tarihi ve kültürel varlıkları ile Tekirdağ bambaşka güzeldir. Bu güzelliklere rağmen turizm konusunda tanıtım ve altyapı eksiklikleri sonucunda sadece köftesini pazarlayabilmiş bir şehir Tekirdağ.
Marmara denizi ve Karadeniz'e kıyısı bulunan Tekirdağ ili; Türkiye'de iki denize kıyısı olan 6 ilden biridir. Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan Tekirdağ; doğudan Silivri ve Çatalca ilçeleriyle, kuzeyden Kırklareli iline bağlı Vize, Lüleburgaz, Babaeski ve Pehlivanköy ilçeleriyle çevrili olup, Kuzeydoğudan Karadeniz'e 1.5 km.lik bir kıyısı bulunmaktadır. Trakya-Kocaeli Penepleni üzerinde bulunan Tekirdağ il topraklarının yeryüzü şekilleri bakımından % 75.2'si platolar, % 15.5'i ovalar, % 9.3'ü dağlarla kaplıdır. Genel olarak yüksek dağlar, dik yamaçlar ya da vadiler yoktur. Marmara Denizi boyunca akarsularca taşınmış alüvyonlarla kaplı kıyı ovaları vardır. Platolar bir aşınma yüzeyi karakterindedir. Kuzeyinde Istranca, Güney kesimlerinde ise Tekir Dağı ve Koru Dağı ile Ganos Dağları bulunmaktadır.
İç kesimler kara ikliminin etkisi altındadır. Özellikle kışın kuzey Avrupa ikliminin etkileri görülür. Bu bakımdan kendisine ait özel bir iklim tipi yoktur. Yazlar genellikle Akdeniz'de olduğu gibi kurak ve sıcaktır. Sibirya antisiklonu Balkanlar üzerinden buralara geldiğinden kışın kuru ve dondurucu soğuklar olur. İç kesimler Marmara'nın yumuşatıcı etkisinden yoksundur. Tekirdağ İl merkezinde sahil şeridinde Temmuz ayında 25 derecelik bir sıcaklık, Çorlu ve dolaylarında 26-30 derece civarındadır.
Lodos Trakya'ya Meriç vadisinden girdiği için Çorlu gibi iç kesimlerdeki ilçelerde çok eser. Tekirdağ ve sahil şeridinde sık fakat kısa sürelidir. Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki esintileri yağmur getirir.
Tekirdağ bitki örtüsü bakımından oldukça fakirdir. En belirgin özelliği Marmara Denizi'ne bakan yamaçlara iklim tipine uygun olarak gelişme gösteren makiler ve fundalıklardır. Kısmen kara ikliminin etkisi altında bulunan iç kesimlerde kışın yapraklarını döken meşe türleri, gürgen, dişbudak, gümüşi ıhlamur, çınar ve karaağaç görülmektedir. Akarsu boylarının karakteristik ağacı söğüttür.
Anadolu, yakın Doğu ve Avrupa arasındaki göç, istila, ticaret, kültür, alışveriş gibi her türlü ilişkinin Trakya üzerinden gerçekleşmesi, günümüzde olduğu gibi geçmişte de bölgenin en önemli özelliği olmuştur.
Tekirdağ'da Eski Taş devrinin üst tabakalarına ait yerleşmelerine, Saray ilçesindeki Güneş kaya ve Güngörmez vadilerinde bulunan mağaralarda rastlanmıştır. (İ.Ö.40000-10000)Şarköy, ilçesinde ilk toprağa yerleşme dönemine ait (Neolitik) taş balta üretim merkezleri bulunmuştur.(İ.Ö.8000-5000) Marmara Denizi boyunca bazı nehir ağızlarındaki yerleşmelerde, Kalkolitik Çağ (Top tepe İ.Ö. 4300) yerleşmeleri ile yine sahil boyunca Troya'nın 1. ve II. Tabakasına ait çağdaş yerleşmelerin yer aldığı, Tekirdağ Müze Müdürlüğünce tespit edilmiştir. (İlk Tunç Çağı I-II 3000-2400)İ.Ö. 1400-1000 yılları arasında bir göç dalgası ile Trakya'ya gelen, Trakya'da Proto-Trak olarak tanımlanan, toplumsal örgütlenme bakımından çok daha geri düzeyde topluluklar bulunmaktaydı.
İ.Ö. 352 yılında Makedonya Kralı II. Philip Trakya üzerine düzenlediği seferde, İpsala'dan Marmaraereğlisi yakınlarına kadar olan sahil bölgelerini işgal etti. Perinthos (Marmaraereğlisi) büyük bir direniş gösterdi. II.Philip'ten sonra yerine geçen ve Hindistan'a kadar sefer yapan Büyük İskender Perinthos (Marmaraereğlisi)'ni ele geçirdi. Ölümünden sonra bu bölge Lysımochos'un hakimiyetine girdi. Bölge; İ.Ö. 30 yılında Roma İmparatorluğu hakimiyetine girene kadar Makedon ve Odris kralları arasında sürekli el değiştirmiştir.
Tekirdağ Geç Roma döneminde İ.S.3. Yüzyılda Rhaedestus ismi ile tarih sahnesine çıkmış olup, Bizans döneminde Rodosto ismi ile anılmıştır. Osmanlılar 14. Yüzyılda Tekirdağ'ı Bizans Tekfurlarından aldıktan sonra, Rodosto adı Rodosçuk'a dönüşmüştür. 18. Yüzyıla kadar bu isimle anılan Rodosçuk, sonradan Bizans tekfurları dolayısıyla verildiği öne sürülen "Tekfurdağı" adıyla anılmaya başlanmış, Cumhuriyetten sonra 1927 yılında İl olarak Tekirdağ adını almıştır.
Süleymanpaşa Belediyesi
30 Mart 2014 yerel seçimlerine kadar sadece ismen var olan Süleymanpaşa Belediyesi, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri sonrasında fiilen kuruluşuna başlamıştır.
Süleymanpaşa Belediyesi, eski Tekirdağ Belediyesi'nin hizmet alanın kapsadığı tüm alanları kapsayarak 74 mahalleye hizmet etmektedir.
İlk olarak 5 hafta boyunca eski özel idare binasında hizmet veren Süleymanpaşa Belediyesi, tarihi belediye binasının tadilatının bitmesinin ardından asıl yerine geçmiştir.