Havsa, Milattan önce 3000 yılında "NİKİ" adı ile Antik Romalılar tarafından kurulmuştur. Uzun yıllar Roma Ordularının dinlenme yeri olarak kullanılan NİKİ, Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldıktan sonra Bizanslıların elinde kalmış ve biraz daha gelişmiştir.
1356 yılında Rumeli’ye geçen Türkler, 1361 yılında NİKİ’yi zapt ederek buraya "HOSA"; adını vermişlerdir. Edirne, Osmanlı Devleti’nin hükümet merkezi olduktan sonra Hosa'da bulunan Rumlar, Padişah I. Murat’ın ikamet serbestisi ve din serbestisi ile ilgili fermanlarına aldırmadan burayı terk ederek, İstanbul ve Selanik taraflarına göç etmişler.
Rumlardan boşalan kasaba ve köylere Anadolu'dan seçme aileler getirtilerek yerleştirilmiş ve Sokullu Mehmet Paşa'nın buraya önem vermesiyle de Türklük gelişmiştir. Gelen Türklerden özellikle her mahalleye bir bilgin veya ermiş kimsenin düşmesine dikkat edilmiştir. Bunlar kendi servetinin ve bilgisinin nispetinde mahallesine faydalı olmaya çalışmışlardır. Bulundukları mahallelere kendi isimleri verilmiştir. Bugün Hacı İsa, Hacı Gazi ve Helvacı Baba mahalleleri o dönemde getirilen göçmen ailelerin isimlerini taşımaktadır.
Havsa İsmini Alışı
Edirne’nin başkent olduğu yıllardan 1453 yılına kadar Havsa, saray ileri gelenlerinin av, mesire ve eğlence merkezi imiş. Baştan başa ormanla kaplı Havsa kırlarında her çeşit av hayvanı bol olduğundan saray ileri gelenleri yüzlerce kişilik sürek avları tertip ederlermiş. Sürek avları sonunda şölenler tertip edilir, sünnet ve evlenme düğünleri yapılırmış. Şölenlere vezirler, şehzadeler ve saray ileri gelenleri katılırmış.
Padişah II. Beyazıt’ın hanımlarından Hafıza Sultan, Şehzade YAVUZ’u Amasya’da büyüttükten ve Yavuz Trabzon Valisi olduktan sonra Edirne’ye gelmiş. Kendisine HAVSA ve civarı çiftlik olarak verilmiş. Bundan ötürü kasabaya bir müddet HAFSE denmişse de daha sonra bu telaffuz zorluğundan “HOSA” ile “HAFSE” arasında bir düzenleme yapılarak bugünkü HAVSA ismi doğmuştur. 1940 yılında Belediye olan Havsa, Türkiye’nin batıya açılan yolu üzerinde günden güne gelişen şirin bir ilçedir. Belediyenin Kuruluş Hikayesi
İlçe olmadan, hatta belediyelik olmadan önce köy durumunda iken Havsa’nın muhtarı olan ilk Belediye Başkanı Ali Özden’in ifadesi:
Memleketimizde örfi idare vardı. Bütün işlerimizi Edirne’de bulunan Örfi İdare Başkanı Albay ile yürütüyorduk. 1940 yılının sonuna doğru Albay beni Edirne’ye çağırdı. Edirne’ye gittiğimde Albay bana “Havsa’yı belediyelik yapmanın zamanı geldi” dedi. Gereken evrakı hazırlattı ve bana imza ettirdikten sonra Ankara’ya gönderdi. Aradan 4-5 ay geçmişti. 1941 yılı mart ayı içinde belediyelik olması için evraklar onaylandı ve geldi. Albay yine bana “Seni reis ilan ediyorum” dedi. Bende Albay’a çok ricada bulundum ben bu işi beceremem, yapamam Albayım, bir başkasını yapalım dediysem de, “olmaz” dedi. “Seninle alıştık, seninle devam edeceğiz. Sonra önümüzdeki Nisan ayında 8 Kur’a ihtiyatlar askere alınacak, sende bu kuralar içerisinde varsın, belediye reisi olursan seni ihtiyat olarak askere almam” dedi. Bende kabul ettim. Böylece 1946 Temmuz ayına kadar 5,5 yıl Belediye Başkanlığı yaptım” dedi.