Makale Dizini

Taraflar: kuvvetler, hazırlıklar, planlama

Osmanlı: Çanakkale Müstahkem Mevkii

Kabaca 62 km. uzunluğundaki Çanakkale Boğazı, 1,2 km. ile 7 km. arasında değişen bir genişlik göstermektedir. Ege Denizi girişinde 3,2 km. genişliktedir. En dar olduğu kesim Çanakkale ile Kilitbahir Burnu arasıdır ve burada genişlik 1,2 km. dir. Boğaz boyunca yüzey akıntısı, Marmara Denizi'nden Ege Denizi yönündedir, dolayısıyla Marmara'ya geçen su üstü tekneleri için hız kesicidir.

Çanakkale Boğazı'nın savunması kolordu düzeyindeki Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı sorumluluğundadır. Komutanlık, Osmanlı İmparatorluğu ile Almanya arasında ittifak antlaşmasının yapıldığı 3 Ağustos'tan sonra, Başkomutanlık'ın emri ile 5 Ağustos 1914 tarihinde kurulmuştur. Komutanlık, hem İstanbul Boğazı, hem de Çanakkale Boğazı savunmasında sorumlu olan Alman amirali V. Usedom'a bağlıdır. Çanakkale Deniz Savaşı öncesinde Mevkii, Cevat Paşa komutasındaydı. Cevat Paşa'nın emrinde iki piyade tümeni ve çeşitli topçu bataryaları ve destek kıtaları bulunmaktaydı.

Boğaz'ın savunması esas olarak mayın hatlarına dayanmaktadır. Ancak sahillere teşkil edilen top bataryaları gibi ek önlemlerle bu mayın hatlarının güvenliğinin sağlanması gerekmektedir.

Mayınlama çalışmaları

Seferberlik ilanının hemen ardından (3 Ağustos 1914), Boğaz'ın ana savunmasını oluşturmak üzere mayın hatları döşenmesi çalışmaları başlatılmıştır. Bunun için en uygun kesim, doğal olarak Boğaz'ın en dar olduğu aralıktır. Çanakkale Boğazı, girişten Kepez Burnu'na kadar görece geniştir. Nara Burnu'na kadar yeniden genişler ama Boğaz'ın en dar yeri Çanakkale kenti ile karşıda Kilitbahir arasıdır. Bu nedenle mayınlama çalışmaları Kepez Burnu önlerinden Çanakkale gerisine kadar olan kesimde yapılmıştır.

Esasen Boğaz'a mayın döşenmesi ile ilgili elde hazır bir plan vardır. İki mayın hattı öngören bu plan İngiliz Deniz Kuvvetleri'nden bir subay tarafından hazırlanmıştı. İtilaf Devletleri Birleşik Filosu'nun Çanakkale Boğazı'na yönelik ilk saldırısının yapıldığı 19 Şubat 1915 tarihine kadar Boğaz'a 9 mayın hattı döşenmiştir. Bu hatlar 40 - 45 metre aralıkla, çoğunlukla 4 – 5 metre derinliğe (birinde 2,5 metre) aralıklarla atılmış mayınlardan oluşmaktadır. Bu mayınlama çalışmaları sırasında bazı mayınlar kısa süre sonra infilak etmiş, bazıları da akıntı nedeniyle sürüklenip işlemlerini yitirmişlerse de büyük kısmı ele geçirilip kullanılmıştır. Tüm bu çalışmalar ve sonrasındaki mayınmala faaliyetleri Müstahkem Mevkii Komutanlığı bünyesindeki Mayın Grup Komutanı Binbaşı Nazmi (Akpınar) Bey'in yakın gözetiminde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların sonucunda 18 Mart'a kadar toplam 403 mayın kullanılmıştır.

Tüm bu mayınların büyük kısmı, Ruslar tarafından Yavuz ve Midilli'nin Karadeniz'e çıkmasını önlemek için İstanbul açılarına döktükleri mayınların toplanmasından gelmektedir. Diğer bir kısım mayın ise, Trabzon açıklarından toplanan Rus mayınları, İzmir sularında ele geçen Fransız mayınları ve Balkan Harbi'nden kalma Bulgar mayınlarıdır. Bu şekilde ele geçen mayınlar Alman torpil uzmanı Yüzbaşı Goehl tarafından tek tek kontrol edilmiştir ve toplam 145 adet olarak Çanakkale Boğazı'nda kullanılmıştır.

Hatlar halinde dökülen mayınlardan bir kısmı zaman içinde, esas olarak güçlü fırtınalar nedeniyle yerlerinden koparak akıntıya kapılmıştır. Mayın üretimi olmadığı için bu mayınlar fazlasıyla değerliydi. Bu yüzden, çarpıp havaya uçma tehlikesi göze alınarak su üstünden toplanmasına çalışılmış, büyük bir kısmı bu şekilde toplanmıştır.

Mayınlama önlemleri yanında zamanı geldiğinde akıntıya bırakılarak İtilaf Devletleri gemilerine doğru sürüklenmeleri için 13 mayın ayrılmış ve bunların suya bırakılması için gereken düzenlemeler yapılmıştır.

Tabyalar

Liman von Sanders başkanlığında bir Alman heyetinin Osmanlı ordusunu geliştirmek için Türkiye'ye gelmesinden sonra hem İstanbul, hem de Çanakkale Boğazı'nın savunma Komutanlığı'na Amiral Usedom getirildi. Ardından 42 Alman subay ve eri Çanakkale'ye gelerek göreve başladılar. Bu sayı 18 Mart 1914'e kadar 24 subay ve 432 eri bulmuştur. Hamidiye Tabyası tümüyle Alman subay ve erlerinin kontrolündeydi. Bu tarihlerde Çanakkale Boğazı'nın savunması oldukça yetersizdir. Koruganlar zayıf, eski toplardan oluşan bataryalar yetersizdi, değişik cins ve çapta toplarla donatılmıştı. Bu nedenle mevcut topçu mühimmatı birbirine uymamaktaydı. Mesudiye gibi artık denizde görev yapamayacak kadar eski askeri gemilerden sökülen toplarla yeni bataryalar oluşturulmuştu. Böylece farklı çapta mühimmat ve top uyumsuzluğu artmıştı. Zaten elde güçlü bir topçu savunmasına yeterli olandan çok daha az mühimmat vardır. Mayın hatlarının korunması ve Boğaz'dan geçişin engellenmesi için etkili bir savunma kurabilmek amacıyla Almanya'dan güçlü toplar ve mühimmat sipariş edildi. Ancak bu toplar ve mühimmat, Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki kara yolu üzerinde bulunan Bulgaristan ve Romanya'nın savaşta henüz tarafsız konumda olmaları nedeniyle Çanakkale Deniz Savaşı boyunca Osmanlı makamlarına teslim edilemedi.

Sonuçta boğaz topçu savunmasında değişik çapta 230 top bulunmasına karşın bunlardan çoğu oldukça eskiydi. En iyilerinin bile atış menzili 7-8 km civarında olup, sadece 82 adeti donanma toplarıyla düello edebilecek nitelikteydi. Almanya'ya bir miktar uzun menzilli ağır top ve cephane siparişi verilmişti.

Bu haliyle Çanakkale Boğazı'nın savunma düzeni, her iki kıyıda konuşlandırılmış topçu bataryaları ile boğaza döşenmiş olan mayın hatları bileşimidir. Diğer yandan mevcut tahkimatlar yeniden düzenlendi, güçlendirildi. Işıldakların sayısı ona çıkarıldı.

Karadaki topçu bataryaları üç grup halinde tertiplenmiştir. Dış savunma, orta savunma ve iç savunma (Merkez Tahkimat'ı) düzenidir. Boğazın ana savunma düzeni, Merkez Tahkimat kesimidir. Uzun menzilli toplar ve mayın hatları Merkez Tahkimat bölgesinde yerleşiktir. Ayrıca düşman gemilerini yanıltmak için üç tahkimat bölgesinde de sahte topçu mevzileri yapılmış, bunlara duman çıkartacak araçlar eklenmişti. Böylece bu sözde bataryalar ateş açar görünümü vererek düşman gemilerinin ateşini üzerlerine çekeceklerdi.
  • Dış Tahkimat, Gelibolu Yarımadası'ndaki Ertuğrul ve Seddülbahir, Anadolu yakasındaki Kumkale ve Orhaniye tabyalarıdır. Burada görev yapan topçu birliği, merkezi Çanakkale'de olan 2. Topçu Tugayı'nın 5. Ağır Topçu Alayı olup 1914 yılı Ağustos ayı başlarında mevzilere yerleşmişti. Alay'ın 1. Topçu Taburu Seddülbahir, 2. Topçu Taburu Anadolu tarafındadır. Dış Tahkimatın silahları 150 mm. lik 19 ağır top, 6 havan ve 4 adet "mantelli" adı verilen eski model toplardan oluşur. Hepsi, "çakılı" yani sabit toplardır.
  • Orta tahkimat, her iki sahildeki 15 cm. lik 24 obüs, 12 cm. lik 8 dağ topu, 21 cm. lik 10 havandan oluşan, toplam 42 namludur. Bu tahkimat, hareketli toplardan oluşmaktadır. Orta tahkimatın görevi, mayın tarama teknelerini engellemek ve diğer gemilerin gerideki Merkez Tahkimat'ı dövmelerini engellemekledir.
  • Merkez Tahkimat ise Kepez – Soğanlıdere hattı ile Nara – Değirmendere hattı arasında kalan kesimdir. Avrupa Yakası'nda Degirmendere, Namazgah, Anadolu Hamidiyesi (Hamidiye 2), Anadolu Mecidiyesi, Anadolu Yakasında Nara, Rumeli Mecidiyesi, Çimenlik, Rumeli Hamidiyesi (Hamidiye 1), Çimenlik, "Dardanos" ve Mesudiye olmak üzere on tabya (topçu bataryası) halinde düzenlenmiştir. Tahkimatlarda menzilleri 16,9 km. olan 35,5 cm. lik 24, diğerleri daha küçük çaplarda olmak üzere toplam 137 top bulunmaktaydı. Boğazın asıl savunması bu bataryalar sayesinde sağlanacaktı.
Boğazı ve mayın hatlarını koruyan tabyaların bir kara harekatına karşı güvenliği yoktur. Gelibolu Yarımadası'nın en dar yerindeki Bolayır civarında üç ana tabyadan oluşan bir savunma vardı. Ancak Gelibolu Yarımadası sahillerine yapılacak bir çıkarma harekatı için kara savunması mevcut değildi. Bu eksikliğin giderilmesi için Tekirdağ'daki 3. Kolordu'nun Gelibolu'ya kaydırılmasına karar verilmiştir. Üçüncü Kolordu Komutanı bu tarihte Balkan Savaşı'nın Yanya Savunmasındaki başarısıyla bilinen Esat Paşa'dır. Kurmay başkanı ise Fahrettin Altay'dır.

İtilaf Devletleri: Birleşik Filo

Saldırı gücü için Carden'in Akdeniz filosu güçlü savaş gemileriyle desteklendi. Böylece Çanakkale Boğazı'nı zorlamak için Birleşik Filo oluşturuldu. Amiral Carden 11 Ocak tarihli raporunda 12 muharebe gemisi, üçü ağır olmak üzere altı kruvazör, 16 muhrip, 12 mayın tarayıcı, 6 denizaltı ve çeşitli sınır gemiler gerekeceğini bildirmişti. İstediği bu gemilere ilaveten emrine yeni hizmete girmiş olan Queen Elizabeth ile Irresistible zırhlıları da verilecektir.

Fransız Hükümeti tarafından, harekat için Amiral Guépratte komutasında dördü zırhlı, dördü denizaltı olmak üzere 26 parçalık bir filo tahsis edileceği bildirildi. Churchill de İngiliz gemilerini Amiral Carden komutası altına girmek üzere bölgeye hareket ettirmiştir. Bu şekliyle filoda orta ve ağır çapta 247 namlu bulunmaktadır.

Asker sıkıntısı nedeniyle harekat başlangıçta sadece deniz kuvvetlerine dayanmaktayken, Şubat başında, kraliyet denizcilerine destek olmak üzere 29. Britanya Tümeni de Mısır'da eğitim görmekte olan Avustralya ve Yeni Zelanda birliklerine katıldı. Savaşın o aşamasında, bu kara birliklerinin Boğaz'da değil İstanbul'un işgalinde kullanılması öngörülmekteydi.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.