Makale Dizini

18 Mart Deniz Savaşı

Harekât öncesi

Savaşın geldiği noktada Rumeli yakasında Seddülbahir ve Ertuğrul tabyaları ile Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyaları, yani Boğaz'ın Dış Tahkimatı tahrip edilmiş durumdaydı. Amiral Carden'in planının ikinci aşaması olan Orta Tahkimat bölgesinin emniyete alınması için 26 Şubat – 8 Mart arasındaki çabalardan tatminkar bir sonuç alınmamıştır. Her ne kadar mayınların temizlenmesi çok büyük zorluklarla da olsa başarıldı kabul ediliyorsa da –gerçekte yoktu- bu kesimdeki topçu bataryaları imha edilememişti. Buradaki hareketli topların, bir kara kuvvetinin harekatı olmadan etkisiz kılınması ise pek olanaklı görülmüyordu. Dolayısıyla mayın temizleme işleri daha ileriye götürülememişti. Bununla birlikte Amiral Carden 14 Mart tarihli raporunda "zorlu ve sürekli bir harekat yapılması zamanının geldiğini tamamıyla kabul ediyordu. Mayın tarlalarını gündüzün, donanmanın ateşi altında temizleyerek, Boğaz'ın dar kısmındaki istihkamlara, olanca kuvveti ile taarruz edecekti. " Amirallik üst komutanlığı bu öneriyi 15 Mart'ta onaylamıştır.

Yine de Mondros Limanı'nda toplanan kara kuvvetlerinin, deniz harekatıyla sonuç elde edilmesinin mümkün olmadığı kesin belirleninceye kadar kullanılması düşünülmüyordu. Dahası, bir kara harekatı giderek daha güç görünmekteydi. Gözlemler, "Tükler… kunduzlar gibi çalışıyorlar" diye özetleniyordu. Her sabah yeni yeni siperler ve tel örgüler görülüyordu. Bu kuvvetin de Gelibolu Yarımadası'nda kullanılmasına gerek yoktu, "Türklerin Yarımada'yı ümit edilmekteydi". Lord Kitchener'in, bölgede inceleme yapmak ve rapor vermekle görevlendirilen General Birdwood'a gönderdiği 4 Mart tarihli mektubunda bu kuvvetle ilgili olarak, "Donanmanın, Türk donanmasını batırdıktan sonra yapacağı ilk iş İstanbul Boğazı'nı Rus donanmasına açmak olacaktır. Bu Rus donanmasının refakatinde 40. 000 asker bulunacak olup karada yapılacak olan harekat bu kuvvetle ortak olarak yapılacaktır. " deniliyordu. Birdwood'un bu mektuba cevabı, donanmanın bu işi yardımsız başaracağından kuşkulu olduğunu, bu olsa bile nakliye gemilerinin, imha edilemeyen hareketli topların ateşi altında kalacağını, bu yüzden Gelibolu yarımada'sına bir çıkarma yapmanın gerektiğini belirtiyordu. Savaş Konseyi'nin 10 Mart'taki toplantısında 29. Tümen'in Akdeniz'e gönderileceğini beyan eden Lord Kitchener, "İstanbul'a karşı yapılacak olan harekâttan" söz etmektedir. Ertesi gün askeri doktorun emriyle Amiral Carden'in adı hasta listesine kaydedildi. Amiral, 16 Mart'ta komutayı de Robeck'e devretmiştir. Durum de Robeck'e 17 Mart'ta bildirilmiştir.

Sonuçta karar kılınan plan, Osmanlı Merkez Tahkimat bataryaları etkili bir ateş altına alınır alınmaz, mayın tarama işler, gece dahi sürdürülerek bir kanal açılacak, ertesi gün filo, Kepez Koyu, Sarısığlar Koyu'na ilerleyecek, yakın mesafeden Merkez Tahkimat topçusunu tahrip edecek, ardından buradaki mayınlar temizlenecektir.

Mart ayı ortalarında Müstahkem Mevkii Komutanlığı eli altında toplam 230 top bulunmaktadır. Bu toplardan 36 tanesi gemilerden sökülen toplardır. Bunlar, 150 mm. lik 8, 75 mm. lik 7, 57 mm. lik 9 ve 47 mm. lik 12 adettir. Ancak bu toplardan sadece 78'i 18 Mart'taki çatışmaya katılmıştır. Onyedi mantelli top ise uçaksavar topu olarak görev yapmaktadır. Birleşik Filo'nun ise muharebeye katılan 276 namlusu vardır.

Osmanlı Donanması'ndan hiçbir gemi bu muharebeye katılmamıştır. Donanmayı "Boğaz'a sokmak, bir modern gemi de olsa, onları gözden çıkarmak olurdu. "

Nusrat ve 11. mayın hattı

Mart 1915 başında Osmanlı'nın Çanakkale'de Bleriot XI-2 tipi tek bir keşif uçağı bulunuyordu. 3 Mart 1915 günü Üsteğmen Cemal Bey ve makinisti Vahran Usta bu uçakla keşif görevine çıktıklarında, haftalardır gördüklerinden farklı bir manzarayla karşılaştılar. Boğazın girişinde İngiliz mayın arama gemisi yoktu. Birkaç keşif turundan sonra mayınların bir bölümünün gemilere geçit verecek biçimde temizlendiğini gördüler. 1000 metre yükseğe çıkarak fark edilmeden kumandanlığa dönüldü ve mayınların temizlendiği rapor edildi. Bunun üzerine Nusrat Mayın Gemisi'ne görev verildi. Görev sabahı öncesinde, İngiliz karakol gemisinin kötü hava koşulları nedeniyle yerini terk etmesi de görevi kolaylaştırmıştı. Müstahkem Mevkii Komutanlığı, Boğaz'a bir saldırının kademeler halinde yapılacağını, ilk kademeyi oluşturan gemilerin cephanesi bitince geri çekilerek yerlerini ikinci kademe gemilere bırakacaklarını doğru olarak tahmin edebiliyordu. Geri çekilen gemilerin de Çanakkale Boğazı'nın en geniş yeri olan Erenköy önlerindeki koyda (Karanlık Liman) dönüş manevrası yapacakları düşünülmüş ve Merkez Tahkimat bölgesindekilere ek olarak bu rota üzerine de bir mayın hattı öngörülmüştü. Nusrat Mayın Gemisi, İttihat ve Terakki Partisi üyesi Albay Cevat komutasında bu limana 8 Mart 1915 sabahı 05:00 dolaylarında toplam 26 mayını gizlice dökmüştür. Onbirinci hattı oluşturan bu mayın hattı, Orta Tahkimat bölgesine, sahile yakın olarak, kıyıya paralel dökülmüş, bulunmamaları için ters yerleştirilmişlerdir. Nitekim daha sonra bu mayınlar savaşın gidişatını etkileyen ve muhtemelen İtilaf Devletleri'ni deniz harekâtından caydıran en büyük etken olmuştur.

O tarihlerde 8 metre derinlikteki mayının, hava keşfinde bin metre irtifadan görülebileceği kabul ediliyordu. Bozcaada'da yapılan denemelerde de mayınların dikkatli bir havacı tarafından rahatlıkla görülebildiği anlaşılmıştı. Yine de Karanlık Liman üzerinde yapılan hava keşfinde mayınlar görülememişti. Bu uçuşun pilotu ertesi gün kurşuna dizilmiştir.

Taarruz

Almanya'dan bu dönemde gelen 3 uçaktan ilki 17 Martta deniz yoluyla Çanakkale'ye ulaştı. Aynı gece hemen montajı yapılan uçak, 18 Mart sabahı Osmanlı Uçak Birlikleri Komutanı Yüzbaşı Serno komutasında keşif görevine çıkmak için hazırdı. Bu zamanlama savaşın kaderini etkileyen faktörlerden biri oldu. Uçağın gözcü subayı da deniz Önyüzbaşı Schneider idi.

Taarruz günü olan 18 Mart 1915 perşembe sabahı bulutsuz ve rüzgarsız, sakin bir sabahtır. Güneşin görünmesiyle birlikte sis kalkmıştır. Keşif uçuşundaki Alman pilot Yüzbaşı Serno'nun uçağı Çanakkale Boğazı açıklarında bir keşif yapmış, Boğaz yönünde 19 zırhlı ve kruvazörün savaş düzeni ile ilerlediklerini rapor etmiştir. Pilot Cemal Bey'in uçağından gelen rapor da bunu doğrulamıştır. Bu bilgiler üzerine Çanakkale Müstahkem Mevkii derhal silah başı yapmıştır.

Amiral de Robeck, bombardımana katılacak ağır gemilerini plana uygun olarak üç grup halinde düzenlemişti. Birinci tümen (filo), kendi yönetimindeki en güçlü dört İngiliz zırhlısından oluşuyordu (Queen Elizabeth, Lord Nelson, Agamemnon, Inflexible). Görevleri, A Hattı olarak belirlenen 13 km. gibi uzak bir mesafeden Osmanlı Merkez Tahkimatını bombardıman altına almak ve izleyen gruplara ön destek oluşturmaktı. İkinci Tümen, Fransız Amiral Guépratte komutasında dört Fransız zırhlısıdır. Birinci grubun taarruzundan 1,5 -2 saat sonra B Hattı olarak tanımlanan çizgiye ileri çıkarak söz konusu tahkimatı 5-6 km. mesafeden bombalayacaklardır. Bu iki grubun atış planı, İngiliz zırhlıları Osmanlı tahkimatlarını uzak mesafeden baskı altına alırken, Fransız zırhlılarının aynı tahkimatları yakın mesafeden ateş altına alarak imha etmesi içindir. Üçüncü tümen ise kendi içinde üç gruba ayrılmış 10 İngiliz zırhlıdan oluşmaktadır: Vengeance, Irresistible, Albion, Ocean birinci ve ikinci tümen gibi yan yana saf tutacaklar; Majestic, Prince George, Swiftsure, Triumph yanlardan ileri çıkan koruma görevi üstlenecek; kalan iki gemi ise (Canopus ve Cornwallis) geride yedek olacaktır.

Bunlar harekata katılan yüksek tonajlı zırhlılardır. Bunların yanı sıra mayın tarama gemileri ile kruvazörler ve destroyerler de harekâta destek vereceklerdir. Amiral de Robeck, 12 km. genişlikte ve 7-8 km. uzunluktaki bir manevra alanında, 4'ü Fransız 12'si İngiliz olmak üzere 16 zırhlı, 4 kruvazör, 14 destroyer, 7 denizaltı, 21 mayın tarama gemisi, otuzdan fazla bot, bir muhrip ana gemisi, bir gambot ve çeşitli destek gemilerinden oluşan 100 parçalık bir donanmayla harekâta girişmiştir.

Mayın tarama işleminin ise harekatın 2. saatinde başlatılması öngörülmüştür. Mayın taramasıyla Çanakkale'ye kadar 800 metre genişlikte güvenli bir koridor açılacaktır.

18 Martta Savaş Hattı Gemileri
Gri arka plan: Ağır hasar aldı, Kırmızı arka plan: Battı

1. İngiliz A Hattı Queen Elizabeth Agamemnon Lord Nelson Inflexible
2. Fransız B Hattı Gaulois Charlemagne Bouvet Suffren
3. İngiliz B Hattı Vengeance Irresistible Albion Ocean
Koruma Gemileri Majestic Prince George Swiftsure Triumph
Yedek Gemiler Canopus Cornwallis    


18 Mart sabahı saat 10:30'da Agamemnon rehberliğinde 1. filo, A hattını oluşturarak ve arkadan 2. filo tarafından desteklenerek Boğaza girmiştir. A hattındaki gemiler ve hedefleri soldan sağa Queen Elizabeth – Anadolu Hamidiye, Agamemnon – Rumeli Mecidiye, Lord Nelson - Namazgah ve Inflexible – Rumeli Hamidiye'dir. İlk İngiliz hattı saat 11:00'den itibaren Kumkale gerisinden açılan obüs ateşi altına girdiler. Saat 11:30'da ateş hatlarına ulaşana kadar bu ateşin şiddeti artmıştır. Bu hatta ulaşınca hedeflerine 14 bin yarda (yaklaşık 12,8 km. ) ateşe başladılar. İlk ateşe başlayan Queen Elizabeth'dir, on dakika sonra A hattı zırhlılarının tümü ateş açmış bulunuyordu. Gemiler hız keserek Boğaz'ın akıntısı üzerinde hareketsiz kaldılar. İlk yarım saatlik bombardıman umut verici görünüyordu, Osmanlı tabyalarından ya hiç karşılık verilmiyor ya da birkaç mermi ateşleniyordu.

Bu görünüşü izleyen Amiral de Robeck, 12:06'da B hattı zırhlılarına, A hattı arasına geçmeleri emri vermiştir. Fransız zırhlıları ilerlemeye başladığında o ana kadar sessiz kalmış bazı Osmanlı bataryaları da ateşe başlamışlardır. İlk anda Inflexsible'ye düşen bir mermi prova direğini parçaladı ve yangın çıkardı. Üç dakika sonra taretlerden biri parçalanmıştır. Sonraki iki dakika içinde üç top mermisi güvertede patladı. Kısa süre sonra bir mermi kontrol kulesinde patlamış ve geminin ateş kontrolünden sorumlu yarbayı ağır yaraladı. Yedi dakika sonra pruva çanaklığının gemiden uçtuğu görüldü. Bataryalarla iletişim de kesilmişti. Queen Elizabeth de isabetler almaktadır. Top ambarı hasar gördükten sonra vinçler parçalandı ve ön bacada büyük bir delik açıldı. Bu arada, A hattı zırhlılarının ateşe başlamasından 10 dk. sonra Erenköy güneyindeki 4 obüsten oluşan bir batarya ateşini Agamemnon'a toplamış ve 12:45'de tüm ateşi hedefi üzerine oturtmuştu. Sonraki 25 dk. içinde Agamemnon'a 12 isabet kaydettiler. Ancak beş mermi borda zırhında patlamış, hasar vermemişti. Diğer yedisi ise zırhlının güvertesinde hasar yaratmıştır. Gemi komutanı bunun üzerine yerinden ayrılarak bir daire çizdi ve yeniden eski yerine geldi.

İlerleyen Fransız hattı tabyalara 9 bin metre yaklaştığında Osmanlı bataryalarının ateşi de en üst noktaya gelmiştir. Bouvet, ağırlıklı olarak Rumeli Mecidiye'den açılan ateş altında, direkleri, bacaları parçalandı ve gemi sancak tarafına yattı. Sekiz isabet alan zırhlının ön tareti devre dışı kalmıştır. Diğer yandan Gaulois ve Charlemange de hasar almaktaydı. Sufffen, 14 dakika içinde 14 isabet almıştı ve yangınlar başladı. Yine de saat 13:45'e doğru ateş giderek zayıfladı. Bazı toplar isabet alarak, bir kısmı da arızalanarak görev dışı kalmıştır. Bir kısım top, enkaz altında kalmıştır. Telefon hatlarında kopmalar olduğundan gözetleme ve komuta yerleriyle temasları kesilmişti. Bu durumda top başındaki personel, bir bakıma körleme atış yapıyordu. Bunların bir kısmı gemi dürbünlerinden izlenebiliyordu. Saat 14:00'e doğru ağır topların ateşinde seyrelme görülmekteydi fakat halen şiddetini korumaktadır. Bu durumu izleyen Amiral de Robeck bunun üzerine mayın taramaları, Kepez Burnu ilerisini temizlemek için harekete geçirmiştir. Fakat kısa süre içinde Osmanlı topçu ateşiyle üç mayın tarama ile bir destroyer batmıştır. Bu olay üzerine gemiler geri çekilme emri aldılar. Bu arada Rumeli Mecidiye ateşini Inflexible üzerine toplamıştır. Hemen ardından Anadolu Mecidiye de aynı hedefe döndü. Inflexible, ard arda aldığı isabetlerle duman ve ateşler içinde kalarak geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Boğaz'ın batı kıyılarında Fransız Gaulois iki isabet almıştır. Kıç güvertesindeki patlama ciddi bir hasar vermemişti. Diğer isabet ise sancak baş omuzlukta su kesiminin üstündeydi. Ancak burada 7 metreden geniş bir yarılma oldu ve gemi su almaya başladı. Olabildiğince hızlı Boğaz'dan ayrılan gemi Bozcaada yakınlarındaki Tavşan Adası'nda batmadan karaya oturtulmuştur. Bu sırada geri dönüş manevrası yapan Bouvet, saat 15:15 gibi Karanlık Liman'da Nusrat'ın atmış olduğu bir mayına çarpmıştır. Daha sonra sancak tarafındaki taret hizasındaki patlamanın, Osmanlı bataryalarının ateşiyle taret cephaneliğinin isabet almasıyla olduğu ileri sürülmüştür. Bu görüş, zırhlının rotasının Nusrat'ın döktüğü mayın hattından geçmediğini ileri sürmektedir. Gemi üç dakika içinde alabora olarak, 710 kişilik mürettebattan 660 kişiyle birlikte batmıştır.

Saat 16:45'den sonra Anadolu ve Rumeli Mecidiye tabyalarını ateşlerini bu kez İrresistible üzerine topladılar. Bir patlama geminin arka bacasını parçalarken bir mermi de su kesimi altına isabet etmiştir. Durumunu toparlamaya çalışan Irresistible bu kez sancak tarafından bir mayına çarptı. Yedeğe alma olanağı da olmadığından saat 17:50'de boşaltıldı. Gece karanlığı çöktüğünde kurtarılmaya çalışılacak olan gemi bu durumuyla Rumeli Mecidiye Tabyası'ndan yaklaşık 9,1 km. mesafededir. Gemi, özellikle Dardanos bataryasının ateşi altında, yaklaşık olarak saat 19:30'da batmıştır.

Irresistible'nin durumu Amiral de Robeck'in geri çekilme emri vermesine neden olmuştur. Bu arada Ocean Zırhlısı Dardanos ve Soğandare bataryalarını yoğun ateş altına alarak çekilmekteydi. Saat 17:30 sıralarında Rumeli Mecidiye'den Ocean'a üç top mermisi ateşlenmiştir. İlk ikisi kısa düştü ama üçüncüsü geminin dümen tertibatını parçaladı. Rumeli Mecidiye Tabyası, gün içindeki çatışmalarda ağır hasar görmüş, personelden 14 kişi yaşamının yitirirken 24 kişi de yaralanmıştır. Aldığı isabetle Ocean, manevra yapamaz duruma gelmiştir. Yaklaşık olarak 35 dk. sonra, 18:05 gibi Irresistible'ın 1 mil kadar ilerisinde mayına çarptı. Üç muhrip, Coln, Jedm ve Chelmer yardım için yanaştı. Ancak yapılabilecek bir şey yoktu ve gemi, Osmanlı topçusunun iki kıyıdan çapraz ateşi altında 19:30'a kadar tahliye edildi. Gemi, Morto Körfezi'ne kadar sürüklenmiş, burada saat 22:30 dolaylarında batmıştır.

Gün sonunda savunmanın kaybı, Türk tarafından 79 ölü ve yaralı, Alman tarafında 18 ölü ve yaralıdır. İtilaf Devletlerinin kaybı ise 800 ölüdür.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.