Makale Dizini

Seddülbahir Cephesi, Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan Seddülbahir Çıkarması, 25 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesine beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur, daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.

Savaş öncesi

Gelibolu Harekatı için General Sır Ian Hamilton emrine verilen kuvvetler, 75 bin kişilik bir kuvvettir. Bu kuvveti oluşturan unsurlar şu şekildedir.
  • Anzak Kolordusu 25.700
  • 29. İngiliz Tümeni 17.000
  • 1. Fransız Tümeni 16.700
  • 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni 10.800
  • Anzak Tugayı 4.800
General Hamilton ve Müttefik yüksek komutanlığı çıkarmayı, yarımadanın güney ucunda yapmayı kararlaştırmıştır. Ancak 75 bin kişilik bu kuvvetin Seddülbahir Cephesi'ndeki dar kumsallara çıkartılma olanağı yoktu. Bu yüzden Anzak Kolordusu için başka bir çıkarma sahası belirlenmişti. Bu saha, Kabatepe ile Arıburnu arasındaki sahildir. Dolayısıyla Seddülbahir Cephesi'ne çıkartılan kuvvetler, General Hamilton emrindeki Anzak Kolordusu dışındaki unsurlardı.

Osmanlı savunma düzeni

Gelibolu Yarımadası ve Çanakkale Boğazı'nın Anadolu yakasının savunmasından sorumlu 5. Ordu Komutanı Mareşal Liman Von Sanders, emrindeki kolordulardan 3. Kolordu'yu Gelibolu Yarımadası'nda, 15. Kolordu'yu ise Çanakkale Boğazı'nın Anadolu yakasında tertiplenmiştir. 3. Kolordu'nun 5. ve 7. Tümenleri Saros Körfezi kıyılarında, (yarımadanın en dar kesiminde) 9. Tümen'ini ise Gelibolu Yarımadası'nın en güney bölgesinde konuşlandırmıştı. 5. Ordu ihtiyatındaki 19. Tümen ise Gelibolu Yarımadasının orta kesiminde tutulmaktaydı.

Gelibolu Yarımadası'nın güney kesimi, Albay Halil Sami Bey komutasındaki 9. Tümen'in görev bölgesidir. Bu bölüm, Yarımadanın kuzey-batı sahilindeki -Arıburnu'nun kuzeyindeki- Azmakdere'den başlayıp güney-doğudaki morto Koyu'nun doğusundaki Eskihisarlık sırtlarına uzanıyordu. Burada Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı'nın Rumeli yakasındaki topçu kanadına dayanıyordu. 9. Tümen'in sorumlu olduğu kıyı şeridi yaklaşık 35 km. uzunluktadır.

9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, Mareşal Liman Von Sanders'in talimatı gereği birliklerinin ağırlıklı bölümünü derinlikte tutmaktadır. Sorumluluk bölgesinin kuzey kesimine ayrılan birlik, Yarbay Şefik Bey'in komutasındaki 27. Alay'dır. Alay'ın ikinci taburu Azmaktepe - Çamtepe arasındaki 12 km.lik kıyı şeridine yayılmıştır. Alay'in diğer iki taburu ise Eceabat batısındaki zeytinliklerde, ihtiyat olarak tutulmaktadır. Alay'ın dört tüfekli bir ağır makineli tüfek bölüğü bulunmaktadır. 2. Tabur, üç bölüğünü kıyılara yerleştirmiş bir bölüğünü de Kabatepe'nin 1,5 km. doğusuna ihtiyata almıştı. Alay komutanının Kabatepe'ye özel bir önem verdiği ortadadır. Öncelikle bu tepenin hemen kuzeyinde 1 km. genişlikte, çıkarma için çok uygun bir kumsal bulunmaktadır. Bu kumsala yapılacak çıkarma, tehlikeli derinlikte yelpaze gibi açılma olanaklarına sahipti. İlk adımda Topçular sırtı - Palamutluk Sırtı'na yerleşen düşman kuvvetleri buradan, Kocaçimen Tepesi, Maltepe, Kilitbahir, Alçıtepe batısı gibi değişik yönlerde geliştirilebilirdi.

Tümenin Binbaşı Kadri Bey komutasındaki 26. Alay'ını Seddülbahir bölgesinde konuşlanmıştır. Görev alanı Çamtepe'den Kerevizdere'ye kadar uzanan, yarım daire şeklinde, Yarımada'nın burun kesimiydi. 9. Tümen'in 26. Alay'ı Seddülbahir bölgesindedir. Alay'ın 1. Taburu Kumtepe bölgesinde, Binbaşı Mahmut Sabri Bey komutasındaki 3. Taburu'nun 10. Bölüğü Ertuğrul Koyu'nda, 12. Bölüğü ise Teke Koyu'nda mevzi almıştır.

Tümenin diğer alayı olan 25. Alay geride bulunmaktadır.

Ancak Müttefikler, Seddülbahir bölgesinde bir tümen kadar Osmanlı kuvveti olduğunu kabul etmektedirler. Çıkarma öncesinde yapılan gözlemler esasen bölgedeki Osmanlı kuvvetleri hakkında hemen hemen hiçbir bilgi sağlamamıştı. Mareşal Liman Von Sanders'in, gündüzleri kıtaların ortalıkta görünmemesi yönündeki emrine kesin olarak uyulmuştu. Çıkarma sonrasında sorgulanan Osmanlı esirleri de bölgedeki birliğin 9. Osmanlı Tümeni olduğu bilgisini vermişlerdir.

Müttefik çıkarma planı

General Hamilton Seddülbahir Cephesi çıkarmaları için Seddülbahir bölgesinde beş ayrı kumsal belirlemişti. Bu bölgedeki kumsalların dar olması nedeniyle beş ayrı noktadan çıkarma yapmak zorunlu olmuştur.
  • Sığırini (Morto) koyu – Hisarlık Burnu
  • Ertuğrul Koyu
  • Teke Koyu
  • İkiz Koyu
  • Zığındere Koyu
General Sır Ian Hamilton'un savaş planında, Seddülbahir kumsallarına çıkarma yapan birliklerin Alçıtepe'yi ele geçirerek Kilitbahir platosuna ilerlemesi öngörülmüştür. Buradaki top bataryalarının susturulmasıyla Çanakkale Boğazı'nın girişi Birleşik Donanma'ya açılmış olacaktı. Seddülbahir bölgesindeki beş kumsala ilk dalga olarak (örtü kuvveti) 7 tabur çıkartılacak, 29. İngiliz Tümeni'nin diğer 5 taburu da hemen ardından ikinci dalga olarak karaya çıkacaktır. General d'Amade komutasındaki Fransız Tümeni'nin ise çıkarmanın ilk günü akşamı sahile inmesi planlanmıştır. Çıkarma planına göre saat 05:00'de başlayan hazırlık ateşi ardından saat 05:30'da örtü kuvveti karaya çıkmaya başlayacaktır. Bu işlem saat 07:00 dolaylarında tamamlanacak, ikinci dalga çıkarmaya başlanacaktır. 29. İngiliz Tümeni'nin savaşçı unsurları saat 08:30 dolaylarında karaya çıkmış olacaktır.

Beş çıkartma kumsalından merkezdeki üçü (İkiz Koyu, Teke Koyu ve Ertuğrul Koyu), ana çıkarma bölgesi olarak düşünülmüştür. Bu kumsallara, 29. İngiliz Tümeni'nin General S.H. Hare komutasındaki 86. Tugayı, asıl örtü kuvveti olarak çıkacaktır. Bu koyların her iki yanındaki Zığındere ve Hisarlık çıkarmaları, merkezdeki saha darlığı nedeniyle gerekli görülmüştür. Bu koylardaki çıkarma unsurları, merkez bölümün kendi hizalarına kadar ilerleyene kadar konumlarını koruyacaklar, bundan sonra ileri harekata katılacaklardır.

Çıkarmalar

Zığındere Çıkarması

Zığındere Çıkarması, Çanakkale Savaşı sırasında Müttefik kuvvetlerce 25 Nisan 1915 sabahı Seddülbahir bölgesindeki beş kumsala yapılan çıkarmalardan biridir.

Çıkarma

Zığındere koyu, dik kayalıkların denize kadar indiği bir sahildir. General Sır Ian Hamilton, Seddülbahir Cephesi'nin en kuzeyindeki bu sahile baskın tarzı bir çıkarma yapmıştır. Hazırlık ateşi olmaksızın, büyük bir sessizlik içinde saat 04:30 da diğer çıkarma kumsallarında hazırlık ateşi açıldığı sırada başlayan çıkarma, 06:30 dolaylarında iki tabur ve bir bölüğün kıyıya çıkması ile gerçekleştirilmiştir. Çıkarma boyunca sahilden tek bir silah bile patlamamıştır. Yakın tepelere tırmanan keşif kolları, sadece dört Türk askerine rastlamışlardı. Baskına uğrayan bu askerlerden ikisi ölü, ikisi de esir olarak ele geçmişti.

Bu koya çıkan birliklerin görevi, bölgede bulunduğu düşünülen bir Türk topunu ele geçirmek ve diğer dört kumsala çıkan birliklerin ileri harekâtı onların hizasına ulaştığında Kirte yönündeki ilerleyişte onlara katılmaktı. Ancak diğer kumsaldaki İngiliz birlikleri sert bir direnmeyle karşılaşmış ve ilerleyememişlerdir. Böyle bir olasılık hesaba katılmadığı için çıkarma kuvvetleri komutanı Yarbay Matthews'e bu durumda nasıl hareket edeceği konusunda da herhangi bir talimat verilmemişti. Oysa Zığındere'de, çıkarmanın ilk saatlerinde Türk direnişi yoktur. Türkler, gerideki ihtiyatlarını da hızla diğer dört kumsala kaydırmışlardı. Çıkarma kuvvetleri komutanı Yarbay Matthews, yaveriyle ilerlemiş ve Kirte Köyü'nün dış evlerine 500 m. kadar sokulmuş ve hiçbir Türk askeriyle karşılaşmamıştı. Gerçekte köy tümüyle boştu. Üstelik Zığındere çıkarma birliklerine bir takviyeye gerek olup olmadığı sorulmuş, bir yanıt alınamamıştı. Direnme olmadığına göre takviyeye de gerek yoktu.

Türk karşı taarruzları

Zığındere ve İkiz Koyu, 2. Türk Taburunun görev bölgesidir. Kıyıda bu denli uzun bir hattı 6. Bölük tutmaktadır. 2. Tabur'un diğer bölükleri ihtiyat olarak geride tutulmaktaydılar ama bir bölük dışında diğer bölükler çıkarmanın başlamasıyla İkiz Koyu ve diğer koylara takviye için kaydırılmışlardır. 26. Alay Komutanı Yarbay Kadri Bey, elindeki son ihtiyat olan 5. Bölük'ü derhal Zığındere'ye sevk etmiştir. Türk 5. Bölük'ünün, bölgeye ulaşır ulaşmaz yürüyüş kollarından açılarak giriştiği taarruz, Zığındere'de iki İngiliz taburunu durdurmayı başarmıştır. Esasen Zığındere'deki İngiliz askeri gücü (2.000 asker) bu bölüğü ezip geçecek güçtedir ve bu bölüğün gerisinde hiçbir Türk kuvveti yoktur. Gerçekte bölgeyi savunan ve halihazırda dört kumsalda çarpışmakta olan Türk kuvvetleriyle sadece Zığındere'ye çıkmış İngiliz kuvvetleri denktir, iki tarafa da ikişer tabur vardır.

Albay Halil Sami Bey'in 9. Tümeni ihtiyatındaki 25. Alay'ı Seddülbahir Cephesi'ne kaydırmış, alayın 3. Tabur'unun Zığındere'ye intikali ve taarruza kalkması saat 16:00 yı bulmuştur. Bir sahra bataryasının ateşi ardından saat 16:40'da 3. Tabur'un öncü bölüğü ile 5. Bölük askerlerinin giriştiği taarruzu bölgedeki Bileşik Donanmanın ateşi karşılamıştır. Bir donanma ateşinin piyade taarruzu karşısında bu denli etkili olabileceği deneyimi olmayan tabur, donanma topları safları arasında patlamaya başladığında derhal ters yüzü dönerek sırtlardaki makilikler arasına yayılmış, taarruzu yenilemek için gecenin karanlığını beklemeye koyulmuştur.

Her ne kadar taarruz sahile kadar ulaşamadıysa da buradaki İngiliz birliklerinin Kirte Köyü yönünde ilerleyerek tüm bölgedeki Türk savunmasını çökertmelerini önlemiştir.

Zığındere'de, donanma ateşi üzerine geri çekilen 3. Türk Taburu, karanlığın çökmesiyle birlikte donanma ateşi olmamasından yararlanarak taarruzu yenilemiştir. İngiliz cephesinin bir kanadını makineli tüfek mangasıyla tararken diğer kanattan taarruz etmektedirler. Gece saat 23:00'den sonra Türk taarruzunun daha da şiddetlenmesi üzerine İngiliz cephe komutanı Yarbay Matthews işaret fişeğiyle takviye istemiş ama cevap alamamıştır. Türk birlikleri, süngü ve el bombalarıyla gece boyu sürdürdükleri taarruzu, donanma ateşini yememek için gün ağarırken kesmişlerdir. İki tarafın kayıpları 700 kişi dolaylarındadır.

Tahliye

Savunan tarafın yarısı kadar kuvvetle giriştikleri taarruzlarda Türk kuvvetleri İngilizleri siperlerinden atamamışlardı ama İngiliz birlikleri açısından sahilde kalma umutları bütünüyle kırılmıştır. Cephane neredeyse tükenmek üzeredir, İngiliz subaylar eratı kontrol etmekte zorlanmakta, bazı askerler sahile inmektedirler. Bu askerler gemilerden, yaralıların alınması için gönderilen filikalara atladılar. Diğer erat da tahliyenin başladığını düşünerek sahile akmaya başlamıştır. Hem cephe komutanının hem de üst komutanlığın bu yönde bir kararı olmadan, tahliye başlamıştı. Aynı anda Türkler de İngiliz cephesinin merkezine aniden yüklenmişlerdi. Cephe kısa sürede yarıldı. İngilizler, sahile inmekte olan askerin geri dönerek can havliyle süngü hücumuna geçmesiyle durumu kurtarmışlardır. Saat 07:25 sonrasında sahilde donanmaya gönderilen mesajlarda çıkarma kuvvetlerinin sahile sürüldüğü, durumun ümitsiz olduğu bildiriliyor ve tahliye filikaları acilen isteniyordu. Saat 11:00 dolaylarında Zığındere sahilindeki tüm İngiliz birlikleri tahliye edilmişti.

Çıkarmanın ilk günü gece yarısından sabahın ilk saatlerine kadar Yarbay Matthews defalarca donanma gemilerine gönderdiği raporlarda, durumun ümitsiz olduğunu, cephane ve takviye gönderilmediği takdirde sırtlarda ve sahilde tutunma olanağı bulunmadığını rapor etmiştir. Ancak çıkarma günü özellikle Ertuğrul ve Teke koylarındaki sert Türk direnişi karşısında bu cephelerin durumu bıçak sırtındadır. Üstelik İngiliz 29. Tümeni'nin elinde Zığındere'ye gönderecek takviye de yoktur. Tüm kuvvetler, diğer sahillerden atılmamak için bu kumsallara gönderilmişti.

Akşam üstü bir İngiliz yüzbaşı, sahilde yaralı asker kalıp kalmadığına bakmak için büyük bir cesaret gösterip yanındaki birkaç askerle kıyıya çıkmıştı. Bir saat kadar sahilde dolaşıp yaralı aramış, askerin bıraktığı sırt çantalarını filikaya taşımışlardı ve sırtlarda çalılar arasında gizlenen Türkler ateş açmadılar. Bu başlangıçtı, buna benzer yığınla olay yaşandı ve pek çok kişi, Çanakkale Savaşını "son centilmenler savaşı" olarak tanımlar.

Pınariçi Koyu çıkarması

Seddülbahir'in batı kıyısında kalan küçük bir koydur. İngilizler bu küçük koydaki kumsala Y kumsalı adını vermiştir. Kıyı burada yüksek ve çok diktir. Bu yüzden buraya bir çıkarma yapılacağı düşünülmemiş, bu küçük koy ve kumsal tutulmamıştır. Bu sürpriz çıkarma Genaral Hamilton'nun fikriyle plana eklenmiştir.

İkiz Koyu çıkarması

İkiz Koyu'nu Osmanlı 2. Taburunun 6. Bölüğü savunmaktadır. Taburun diğer bölükleri derinlikte ihtiyatta tutulmaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan 6. Bölük'ün çıkarma kumsalında (kumsal, 180 m. genişliğinde bir sahildir) bir manga gücünde unsuru bulunmaktadır. Birleşik Donanma'nın ateşinin ardından saat 06:00'da başlayan çıkarmayı ateşle karşılayıp geri çekilmişlerdir. Saat 07:30 dolaylarında ikinci dalgayı oluşturan iki İngiliz taburu çıkartılmıştır. Çıkarmanın ilk saatlerinde İngiliz birlikleri hiç kayıp vermemişler, sahilin hemen gerisindeki alçak tepeyi kontrol altına almışlardı.

Saat 08:15 de 26. Alay'dan Ertuğrul ya da Teke Koyu için 3. Tabur emrine gönderilen Osmanlı 7. Bölük'ü İkiz Koyu'ndaki çıkarmayı görmüş ve bölük komutanının inisiyatifiyle taarruza geçmiştir. Bu taarruzun yarattığı şaşkınlık ve belirsizlik durumu, İngiliz taburlarının koyun merkez bölümünde ileri harekatlarını gün boyu durdurmalarına yol açmıştır. Ancak çıkarma sahasının güney kesiminde kayda değer bir Osmanlı direnişi yoktur.

İngiliz 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston, Ertuğrul Koyu ve Teke Koyu'na çıkartılması planlanmış olan dört taburlu 88. Tugay'ı, çok daha zayıf direnç görülen İkizkoyu'na kaydırmıştır. İkiz Koyu'nun güney kesiminde ileri çıkan İngiliz taburları saat 11:00 dolaylarında Karacaoğlan Tepesini ele geçirmişlerdir. Karacaoğlan Tepesi'nin düşmesi, Teke Koyu'nu savunan 12. Alay'ın sağ kanadını, dolayısıyla 3. Tabur'un kuzey kanadını tehdit etmektedir. 3. Osmanlı Taburu, sağ kanadını geri alarak savunmayı sürdürmüştür.

Teke Koyu çıkarması

Teke Koyu, 300 m.den biraz daha uzun bir kumsaldır. İngiliz çıkarma planına göre bu sahile ilk kademede bir tabur çıkarılacaktı. Sahil, ikinci kademede çıkarılacak olan bir alay kadar kuvvetle takviye edilecek ve bu kuvveler yakındaki Karacaoğlantepe ve özellikle Aytepe'yi işgal ederek Ertuğrul Koyu'na sarkacaktı.

Bu kumsalı Osmanlı 3. Taburunun 12. Bölük'ü savunmaktadır. Hazırlık ateşi ardından kumsala çıkartılan bir İngiliz taburuna yönelen savunma ateşi, diğer koylardaki kadar etkili olmamıştı. Çıkarma örtü kuvvetleri komutanı General Hare'nin sahilin etrafına topladığı askerlerle sahilin daha az korunan yan tarafına çıkmasıyla Osmanlı direnişi geri çekilmek zorunda kalmıştır. İlk hat Osmanlı siperlerinin düşmesi sırasında General Hare, ağır biçimde yaralanmıştı. Geri hatta çekilerek direnmeyi sürdüren Osmanlı piyadesi, bu kumsaldaki İngiliz ileri hareketini durdurmuştur.

Ertuğrul Koyu çıkarması

General Sır Ian Hamilton birincil öncelikli gördüğü Ertuğrul Koyundaki çıkarmada ilginç bir yöntem denemiştir. Mevcut çıkarma araçlarının kapasitesi üstünde asker çıkarabilmek için River Clyde adlı kömür nakliye gemisi kumsalda karaya oturtulacak, gemide iki tabur gücünde, yaklaşık iki bin mevcutlu bir İngiliz birliği önceden hazırlanmış dubalardan sahile çıkartılacaktır.

İki saate yakın bir süre hazırlık ateşinde donanma, 4.650 top mermisi kullanmıştır. Hazırlık ateşi ardından İngiliz 29. Tümeni'ne bağlı taburun İrlandalı askerlerini taşıyan filikalar ve River Clyde sahile yaklaşmaya başlamıştır. River Clyde, karaya vurduğunda filikalar da sahile 20 m. kadar yaklaşmışlardı. O ana kadar beklemiş olan Osmanlı piyadesi bir anda filikalara ateş açmıştır. Bu ateş kasırgasında bazı filikalar, içlerindeki herkesin ölmüş olması sonucu akıntıya kapıldılar.

River Clyde'da köprülerin kurulmasıyla kapaklar açılmış ve İngiliz askerleri bu köprü üzerinden koşarak kıyıya çıkmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı tarafının ateşi bu yöne çevirmesiyle hiçbiri sahile ulaşamamıştı. Aşırı kayıp ve çıkan kargaşalık nedeniyle askerin tahliyesi durdurulmuş, bu iş akşam karanlığının çökmesine ertelenmiştir. Saat 09:30 dolaylarında Ertuğrul Koyu'ndaki ilk dalga çıkarma tümüyle durmuştur. Sahilde 200 kadar askeri kalmış olan İrlanda Taburunun kayıpları yüzde yetmiş dolaylarındadır. Hemen hemen tüm subayları vurulmuştur.

Bir İngiliz pilotu, Ertuğrul Koyu boyunca denizin, 50 m. açığa kadar kan kırmızısına dönüştüğünü rapor etmiştir.

Hisarlık Koyu çıkarması

Bu bölgede bir İngiliz taburu saat 06:30 dolaylarında, 45 dk. süren hazırlık ateşi ardından sahile çıkmıştır. Otuz kişilik bir Osmanlı savunma unsuru, bir süre sahili sabitlemeyi başarmıştır. Ancak kanat açığından ilerleyen bir İngiliz bölüğü yüzünden geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Takviye olarak gönderilen Osmanlı 2. Tabur'unun 8. Bölük'ü derhal taarruza geçmiştir ve İngiliz birliklerinin ilerlemesi durdurulmuştur.

Diğer çıkarma koylarında olduğu gibi burada da çıkarmanın ilk dalgasının yoğun ateş karşısında sahile takılıp kalması ardından İngiliz deniz topçusunun yoğun ateşi Osmanlı mevzilerine yönelmiştir.

25 Nisan akşamı

Seddülbahir bölgesine ilk çıkan birlik İngiliz 9. Tümeni'dir. Ardından 1. Fransız Tümeni, 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni ve 1. Hint Tugayı çıkarmaya katılacaklardır. Bu ikinci kademede çıkarma yapacak birliklerden 1. Fransız Tümeni, Seddülbahir bölgesinde çıkarma başladığı sırada Beşige bölgesindeki yanıltıcı manevralarda görev almıştır. Öğleye doğru sis bastırmasından yararlanarak Seddülbahir açıklarına intikal etmiş ancak 25 Nisan 1915 akşamına kadar sahillerde yeterli derinlik elde edilemediği için gemilerde bekletilmiştir. 1. İngiliz Deniz Piyade Tümeni ise Saros Körfezi'ndeki yanıltma manevraları ardından bölgeye intikal etmiş, ancak 28 Eylül 1915 sabahı sahile çıkmaya başlamıştır.

Keza donanmanın diğer bölgelerde yanıltıcı hazırlık ateşiyle görevlendirilen unsurları da, çıkarmanın ikinci günü bölgeye intikal etmiştir. Böylece Seddülbahir bölgesinde, donanmanın yüzde sekseni görev almıştır.

Çıkarmanın ilk günü Seddülbahir Cephesi'ni tutan Osmanlı kuvveti, Albay Halil Sami Bey'in 9. Tümen'inin iki taburlu 26. Alay'ı idi. Ancak Anzak Kolordusunun örtü kuvvetlerinin karaya çıkmaya başladığı Arıburnu bölgesi de 9. Tümen'in görev bölgesidir. Albay Halil Sami Bey, ihtiyatta tuttuğu 27. Alay'ın iki taburunu Arıburnu bölgesine göndermek zorundaydı. Emrindeki 9. Tümen'in ihtiyattaki 25. Alay'ını Seddülbahir cephesine sevk etmiştir. Bu Alay'ın 3. Tabur'u Zığındere Koyu'nda taarruza geçmişti, diğer iki taburu ise 25 Nisan akşamı bölgeye ulaşabilmişlerdir. Böylece 25 Nisan akşamı Seddülbahir Cephesi'nde 12 İngiliz taburuna karşı 5 Osmanlı taburu mevzi almıştır. Ancak çıkarmanın başladığı sabah saatlerinden itibaren bölgede çatışmalara katılmış bulunan iki tabur, mevcutlarının yarısını kaybetmişti, bu yüzden Seddülbahir Cephesi'ndeki Osmanlı kuvvetleri dört tabur gücünde bir kuvvettir.

Cepheye ulaşan takviyelerle Osmanlı tarafı üç bölgede gece taarruzuna kalkışmıştır. Hisarlık, artık birleşmiş olan Ertuğrul Koyu-Teke Koyu-İkiz Koyu ve Zığındere. İlk iki bölgede Osmanlı tarafı istediği sonuca ulaşamamıştır. Ama Zığındere'deki taarruz daha başarılı gelişmiştir ve çıkarmanın ertesi günü Müttefikler, donanma ateşinin desteğinde Zığındere'yi tahliye etmişlerdir.

Çıkarmanın ilk günü akşamında Müttefik kuvvetler Seddülbahir Cephesi'nde çıkarma yapılan beş kumsalda köprübaşı oluşturmayı başarmışlardır. Bu kumsallardan Zığındere'deki köprübaşı, gece boyunca sürecek olan Osmanlı karşı taarruzları sonucu ertesi gün tahliye edilecektir. Diğer dört kumsaldaki köprübaşları son derece dar bir alanda kalmıştır ve General Sır Ian Hamilton'un planladığı Fransız Tümeni'ni karaya çıkarma işi, sahildeki dar alan nedeniyle gerçekleşememiş, tümen gece boyu gemilerde bekletilmek zorunda kalmıştır. İngiliz 29. Tümeni, sahilde yerleşmiştir, çıkarma harekatı başarılıdır. Ancak ilk günün hedefi bu değildi. General Hamilton, çıkarmanın ilk gününde, savunmadaki Osmanlı kuvvetlerinin atılarak Alçıtepe yükseltisinin ele geçirilmesini planlamıştı. Öte yandan İngiliz birlikleri hiç hesapta olmayan bir direnmeyle karşılaşmışlar, özellikle subay kayıpları nedeniyle yıkıma uğramışlardır. Dar bir sahil kesiminde tıkanıp kalınması, gece yapılan Osmanlı taarruzları, çıkarma birliklerinin sahildeki durumu açısından son derece kritik bir durum yaratmıştır. Müttefik kuvvetler açısından sahildeki durumun izleyen günde korunabileceği bir hayli kuşkuludur.

Osmanlı tarafı ise aynı şekilde kritik bir durumdadır. Takviye kuvvetlerin gecikeceği ortadadır. Ateş hattındaki Osmanlı subayları açısından tüm sorun takviye edilmeleridir. Takviye edilirlerse İngiliz birliklerini kıyılardan atmalarının kesin olduğu düşüncesindedirler. Bir Osmanlı subayının yazılı mesajı şöyledir. "Yüzbaşım, ya takviye kıtalar gönderir düşmanı denize dökersiniz, yahut ki, bu yeri boşaltırız. Çünkü bu gece daha çok asker çıkartacakları muhakkaktır. Yaralıları nakletmek için doktor gönderiniz. Aman yüzbaşım, Allah aşkına bana takviye kuvveti gönderiniz. Çünkü, karaya yüzlerle asker döküyorlar. Çabuk, nelerle karşılaşacağız yüzbaşım, bilemem". Bu bir yakarıştır, umutsuzluk değildir.

26 Nisan muharebeleri

Çıkarmanın ikinci günü olan 26 Nisan günü Ertuğrul Koyu'nda River Clyde'den sahile çıkan Hampshire Taburu sabahın erken saatlerinde taarruza başlamıştır. Seddülbahir Köyü'nün yıkıntıları arasında dört saat kadar süren sokak çatışmalarında Hampshire Taburu karşısında kırk kadar Osmanlı askeri vardır. Birçoğu yıkıntılar arasında gizlenmiş, İngiliz askerleri ilerledikten sonra ortaya çıkıp ateş açmışlardır.

Seddülbahir Köyü'nün işgali ardından İngiliz birlikleri koya hakim tepelere saldırmışlar, bu tepeleri ele geçirmişlerdir. Bu tepenin elden çıkması üzerine Osmanlı birlikleri saat 14:30 da 3 km. gerideki Alçıtepe – Kirte Köyü hattına çekilmeye başlamışlardır. Gün içindeki taarruz ve Osmanlı tarafının karşı taarruzları karşısında İngiliz askerleri keşif görevi yapamayacak denli yorgundurlar. Gece cepheden 1,5 km. kadar ilerleyen keşif birlikleri her ne kadar Osmanlı birliklerine rastlamamışlarsa da Osmanlıların cepheyi geriye çektikleri saptanamamıştır. Hem çekilmenin saptanamamış olmasından hem de birliklerin aşırı derecede yorgun durumda olmasından İngiliz birlikleri çekilen Osmanlı birliklerini yakın takibe geçmemiştir.

Karadaki İngiliz askerleri ve komutanları, geceleyin bir Osmanlı taarruz olacağını beklemektedirler. Tüm geceyi son derece gergin bir halde geçirdiler. Ancak Osmanlı askerleri, gece taarruzuna girişmediler. Gün içindeki kayıplar sonucu 26 Nisan gecesi, Arıburnu Cephesi'nde olduğu gibi sakin geçti. Seddülbahir Cephesi'ndeki Müttefik kuvvetlerinin 26 Nisan gecesi aldıkları emir, siper kazarak savunma düzeni almak, Osmanlı taarruzlarını püskürtmek ve kesinlikle geri çekilmemektir. İzleyen günde karaya taze kuvvetler çıkarılacak (Fransız tugayları) ve ileri harekata ancak bu durumda devam edilecektir.

27 Nisan 1915 muharebeleri

İngiliz 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston, 27 Nisan sabahı Alçıtepe yönünde taarruza karar vermişti. Ancak 26 Nisan akşamı, Fransız Doğu Seferi Tugay'ının cepheye intikalinin ancak öğlene doğru sağlanabileceğini öğrenince taarruzu öğlene ertelemeyi uygun bulmuştu. 27 Nisan sabahı ise söz konusu birliklerin karaya çıkışının gecikeceği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle harekat, 28 Nisan 1915 sabahına ertelenmiştir.

General Hunter Weston, 27 Nisan için, ertelenen Alçıtepe taarruzu yerine sol kanadını ve merkez bölümünü ileri çıkartacak bir kısmi taarruza karar verdi. Amaç hem bir sonraki gün girişilecek taarruz için daha uygun bir pozisyon yaratmak hem de Hisarlık bölgesindeki çıkarma kuvvetleriyle temas kurmaktır. Osmanlı kuvvetlerinin zaten tahliye etmiş oldukları bu bölgedeki ileri harekat, saat 16:00'da başlamıştı. Harekat sırasında kayda değer bir çatışma olmamıştır. Bazı Osmanlı askerlerinin ölü gibi yattıkları, İngiliz birlikleri ilerleyip geçince ateş açtıkları kayıtlara geçmiştir. İngiliz birliklerinden bazılarının savaş ceridelerinde bu askerlerin ölümü umursamadıkları, ölmeden önce bir hayli düşman öldürmeyi amaçladıkları yazmaktadır. Harekat sonunda (saat 17:30) sahilden içerlere doğru ilerlenmiş ve Zığındere - Hisarlık hattı birleşmiştir.

İngiliz ve Fransızlar, 27 Nisan gece yarısına kadar yeni cephe hattından siperler kazmışlardı. Osmanlı tarafı bir gece taarruzuna girişmedi. Gece boyu İngiliz ve Fransız siperlerine tek tük ateş açılmıştır. Müttefikler, büyük miktarda cephane harcamakla bu ateşlere karşılık verdiler.

Birinci Kirte Muharebesi

Birinci Kirte Muharebesi, Çanakkale Savaşı sırasında Seddülbahir Cephesi'nde İngiliz-Fransız kuvvetleriyle Osmanlı tarafı arasında gerçekleşen 28 Nisan 1915 tarihli muharebedir.

Öncesi

Çanakkale Savaşı, 25 Nisan 1915 günü Arıburnu Cephesi'nde bir, Seddülbahir Cephesi'nde beş kumsala İtilaf Devletleri kuvvetlerince yapılan çıkartmalarla başlamıştı. Çıkartmanın ilk günü sona erdiğinde Seddülbahir Cephesi'nde beş çıkartma kumsalından merkezdeki üçü birleşmiş durumdadır, Ertuğrul Koyu-Teke Koyu-İkiz Koyu. Bu bölgenin sağ yanındaki Hisarlık çıkartma bölgesi merkez bölümle henüz temas sağlayamamıştır. Zığındere Koyu'ndaki İngiliz çıkartma birlikleri ise 27 Nisan 1915 sabahı, çıkartmadan 24 saat sonra tahliye edilmiştir. Sonuç itibariyle Müttefik ileri harekatları izleyen birkaç gün süresince bu merkez konumdaki cepheden yapılacaktır.

İngiliz 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston, 26 Nisan'da ertesi sabah sahile çıkması tamamlanmış olan 3 Fransız tugayının katılımı ile Alçıtepe yönünde taarruza karar vermişti. Ancak 26 Nisan akşamı, Fransız tugaylarının cepheye intikalinin ancak öğlene doğru tamamlanabileceğini öğrenince taarruzu öğlene ertelemeyi uygun bulmuştu. 27 Nisan sabahı ise söz konusu birliklerin karaya çıkışının gecikeceği ortaya çıkmıştır. Fransız tugaylarını beklemeden taarruza girişmeyi uygun bulmamıştır çünkü ilk iki günkü çatışmalarda 29. İngiliz Tümeni oldukça hırpalanmış durumdadır. Bu çatışmalarda tümenin üç tugay komutanı da savaş dışı kalmıştı. On iki tabur komutanından sadece üçü görev yapabilecek durumdadır. Özellikle 86. Tugay'ın kayıpları ağırdır. Bu tugayın dört taburu, subayların yarıdan fazlasını, eratın ise üçte birini kaybetmiştir. Tüm bu nedenle harekat, 28 Nisan 1915 sabahına ertelenmiştir.

General Hunter Weston, 27 Nisan için, ertelenen Alçıtepe taarruzu yerine sol kanadını ve merkez bölümünü ileri çıkartacak bir kısmi taarruza karar verdi. Amaç hem bir sonraki gün girişilecek taarruz için daha uygun bir pozisyon yaratmak hem de Hisarlık bölgesindeki çıkartma kuvvetleriyle temas kurmaktır. Osmanlı kuvvetlerinin zaten tahliye etmiş oldukları bu bölgedeki ileri harekat sırasında kayda değer bir çatışma olmamıştır. Harekat sonunda sahilden içerlere doğru ilerlenmiş ve Zığındere - Hisarlık hattı birleşmiştir.

Çıkartmadan itibaren 48 saat içinde belirlenen hedeflere ulaşamayan General Sir Ian Hamilton, 28 Nisan 1915 sabahı, Fransız taburlarının karaya çıkışının da tamamlanmasıyla, Kirte Köyü'nün ele geçirilmesi için yeni bir taarruza başlamıştır. İngilizler, ilk iki gün boyunca sürekli ağır kayıplar veren İngiliz 29. Tümeni'ni takviye etmişlerdi. Bu süre içinde Seddülbahir Cephesi'ne beş Fransız taburu, iki İngiliz deniz piyade taburu ile bir topçu bataryası daha çıkartılmıştı. Seddülbahir Cephesi'nde 28 Nisan sabahı İngiliz 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston emrinde 19 tabur, 9. Osmanlı Tümeni Komutanı Albay Halil Sami Bey komutasında ise 12 tabur gücünde kuvvet bulunmaktadır.

Taarruz planı

General Hunter Weston'un Alçıtepe'nin ele geçirilmesi için çıkartma öncesindeki planı, ilk aşamada cephenin sol kanadından Kirte Köyü yönünde ilerlemek, köyün 1 km. kuzeyindeki Yazıtepe'yi ele geçirmek şeklinde idi. İkinci aşamadan Yazıtepe'den doğu yönünde taarruz ederek Alçıtepe alınacaktı. Bir gün önce birlikleri ilerletmiş olması da bu planı uygulanabilir duruma getirmeyi sağlamış, cephe hattı bir bütün olarak ileri çıkmıştı.

Taarruz planına göre 87. İngiliz Tugayı Zığındere'nin her iki yanından taarruz ederek Yazıtepe'yi ve onun batısındaki Sarıtepe'yi ele geçirecektir. 88. İngiliz Tugayı 87. Tugay'ın sağını örtecek biçimde ilerleyerek Kirte Köyü'nü alacaktır. Fransız birlikleri ise sahil kesiminde sabit kalarak sol kesimleriyle ilerleyecek, İngiliz birlikleriyle teması sağlayacaklardır. 86. İngiliz Tugayı da ihtiyat olarak tutulacaktır.

Osmanlı savunma durumu

Seddülbahir Cephesi'nde 9. Tümen, 27. Alay'ı Arıburnu Cephesi'ne, 19. Tümen emrine göndermişti. Dolayısıyla çıkarmanın ilk üç gününde üç taburlu 25. ve iki taburlu 26. alaylarıyla, beş taburla mücadele etmişti. Bu beş tabur, 27 Nisan gününe kadar mevcutlarının yarıya yakın bölümünü kaybetmiş durumdadır ve ancak bir alay kuvvetindedir. 9. Tümen, 27 Nisan'da iki alay ve Bursa Jandarma Taburu kadar takviye almıştı. Bolayır bölgesindeki 7. Tümen'den gelen üçer taburlu 20. Alay ve Saros bölgesindeki 7. Tümen'in 19. Alay'ı. 19. Alay'ın iki taburu, 28 Nisan sabahı saat 04:00 sularında bölgeye ulaşabilecektir. Üçüncü taburun gelişi 28 Nisan akşamını bulacaktır. Sonuç olarak 9. Tümen, bir sonraki muharebeyi 9 taburluk bir kuvvetle karşılamak durumundadır. Bu taburların üçte birindeki erat, üç günlük kesintisiz muharebelerden yorgun ve uykusuzdur. Bu günler süresince, Tümen'in bağlı olduğu 3. Kolordu emrinde yedekte herhangi bir kuvvet yoktur. Tüm kuvvetler Arıburnu Cephesi'ndeki Anzak ileri hareketini durdurmakta kullanılmıştır. Arıburnu Cephesi'ndeki durum, 9. Tümen'in geri bağlantısını kesebilecek derecede kritik bir durumdu.

9. Tümen komutanı Albay Halil Sami Bey, yeni gelen alaylarla savunmayı yeniden düzenlemiştir. Buna göre ağır kayba uğrayan ve yorgun 25. ve 26. alaylar geriye alınıp dinlendirilecek, aynı zamanda tümen ihtiyatını oluşturacak, 19. ve 20. alaylar da cephe hattını devir alacaklardır. Doğal olarak yeni alayların siperlere yerleşmesine kadar 25. ve 26. alaylar yerlerinde kalacaklardır. Kirte – Seddülbahir yolunun doğu (sol) kesimi 19. Alay, batı (sağ) kesimi ise 20. Alay tarafından tutulacaktır. İki taburlu 19. Alay, Bursa Jandarma Taburu ile takviye edilecektir. Jandarma taburu, Kerevizdere'nin doğusundaki, savunma hattının kilit noktası sayılabilecek tepeyi tutmaktadır. Tümen emrindeki iki ağır makineli tüfek bölüğünün her biri iki kesime verilmiştir. Tümenin topçu unsurları, üç sahra bataryası ile Müstahkem Mevkii Komutanlığı'nın tahsis ettiği üç obüs bataryasıdır. Toplam 24 namlu.

Müttefikler sahile henüz beş batarya çıkarabilmişlerdir. Bunlar, çabuk ateşli, yeni silahlardı. Ayrıca donanmanın yüzde sekseni yarımadanın burun kesimini üç yandan çevirecek şekilde düzen alacaklardır. Donanmanın 75-381 mm.lik arası değişik çaplarda 470 namlusu vardır. Ayrıca Müttefik komutanlığı emrindeki 19 taburdan her birinin kuruluşunda birer ağır makineli tüfek bölüğü vardır. Bu bölüklerin tüfek sayısı, Osmanlı ağır makineli tüfek bölüklerinden iki üç kat fazladır.

Savaş

Osmanlı cephesinin sol kanadındaki birlikleri değiştirmek üzere bölgeye yaklaşan 19. Alay'ın iki taburunun, 9. Tümen bölgesine 28 Nisan 1915 sabahı saat 04:00 dolaylarında ulaşmış olması beklenmektedir. Ancak 7 saattir yürüyüşte olan Alay, yanlış yöne saparak Kirte Köyü'nün güneyindeki yamaca yönelmiştir. Geçecekleri bu uzun alan, donanma ve kara topçusunun ateşine açıktı. Gündüz gözüyle buradan ilerlemek çok fazla kayba neden olacaktır. Alay derhal döndürülerek belirli bir yere kadar gerisin geri yürütüldü. Kirte Köyü kuzey yamaçlarından geçen bir yay çizerek cepheye yöneltildi. Bu yanlışlık, Alay'ın üç saatten fazla gecikmesine neden olacaktı.

Alay'ın yürüyüşü düzenlendikten sonra saat 08:00 sıralarında cephe hattında ve derinliklerde donanma ve kara topçusunun bombardımanı başlamıştır. Son derece iyi düzenlenmiş bombardıman, boşluk bırakmaksızın Osmanlı siperlerini bir saat boyunca taramıştır. Osmanlı cephesinin kanatlarının yakın olduğu sahillere iyice sokulan ve serbestçe ateş açan gemilerin yan ateşleri son derece etkili olmuştur. Müttefik kuvvetlerin taarruzu, saat 09:00'da, cephenin sol kesiminden başladı. Osmanlı cephesinin sağ kanadının denize dayanan kesiminde, iki deniz piyade taburu ile takviyeli İngiliz 87. Tugayı'nın taarruzu, 20. Alay'ın bu hattaki taburu tarafından geri atılmıştır.

Cephenin merkezinde dört taburlu İngiliz 88. Tugayı'nın saldırısı ise etkili oldu. Bu bölge, 19. ve 20. Alayların temas bölgesiydi ve doğal olarak zayıftı. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, açılması olası gediği doldurmak için 25. Alay 2. Tabur'unu cephe hattına sürmüştür. Çıkarmadan bu yana geçen üç gün boyunca sürekli muharebe etmekte olan ve mevcudunun yarıdan fazlasını kaybetmiş bulunan bu tabur, durumu kontrol altına almıştır. 20. Alay'ın halen ihtiyatta tuttuğu 15. Alay 2. Tabur da bölgeye kaydırıldı. İki alayın, cephenin merkezindeki birleşme noktasındaki bu kriz, saat 10:00 sonrasında giderilmiş oldu.

Sağ kanada doğru genişleyen taarruzla Fransız taburları bu bölümde Yarbay Kadri Bey'in 26. Alay'ı cephesine yüklendi. Asıl tehlike cephe hattında değil geride baş göstermiştir. 19. Alay, açıklık bir alandan geçmek zorundaydı ve gecikme dolayısıyla o sırada gün ağarmıştı. Bölükler, donanmanın başlattığı bombardıman nedeniyle geride ağaçlık araziye yayılmak zorunda kaldı, ilerleyemedi. Bu durum, cephenin sol kesimini fazlasıyla etkilemiş ve Osmanlı savunmasının tümden çökmesine yol açmıştır.

Cephenin sol yarısını tutmakta olan 26. Alay, beş Fransız taburunun karşısında uzun süre tutunamadı. Bu Alay ve 25. Alay'dan bazı müfrezeler, 25 Nisan sabahından bu yana sürekli muharebe halindeydiler ve ağır kayıplara uğramışlardı. 19. Alay zamanında siperlere gelebilseydi geri alınıp yeniden düzenleneceklerdi. Yorgunluk ve uykusuzluk bir yana, uğradıkları kayıplar, normal koşullarda bir birliğin kadrodan düşülmesine yol açacak düzeyi bile geçmişti. Ancak Çanakkale Boğazı'nın Anadolu yakasındaki topçu bataryalarının bu kesime yönelen ateşleri Fransız taburlarının hızını bir ölçüde kesmeyi başarmıştır. 26. Alay, Fransız Tümeni'nin taarruzlarına ancak saat 11:00'e kadar dayanabilmiştir. Alay, 11:30 sıralarında çözülmeye başlamıştır. Öğleye doğru Fransız askerleri yer yer Osmanlı mevzilerine girmeye başladılar. 19. Alay, küçük gruplar hallinde sızmayı ve böylece yaklaşmayı denese bile 5 km. geridedir. Cephenin sol kesiminin 19. Alay'la takviye edilip tutulması olanağı yoktur. En sol kesimde Beyoğlu Jandarma Bölüğü de emir almadan mevzilerinden ayrılmıştır, Bursa Jandarma Taburunun bu durumda mevzilerinde kalabilesi kuşkuludur.

Sol kanat çökmüştü ve bunu düzeltmeye olanak yoktu. Sol kesim bütün bütün çökecek olursa sağ kesimdeki 20. Alay da kuşatılarak imha edilecek, Alçıtepe yolu savunmasız kalacaktır. Madem 19. Alay cepheye gelemiyordu, cephe ona taşınırdı. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, saat 12:00'de, 26. Alay] bölgesinde cephenin yarılmasını önlemek için bu alayın ve cephenin merkez bölümündeki kıtaların geri çekilmesini emretmişti.

Aslında 26. Alay Komutanı, daha önce alaydan bir kısım kuvveti ayırmış, Alay'ın 3. Tabur komutanı Binbaşı Mahmut Sabri komutasında ihtiyatta tutuyordu. Bu birlik o karmaşada nasılsa unutulmuştu. Binbaşı Mahmut Sabri, ilerideki hatların çözülerek yüz geri etmeleri üzerine bu 820 kişilik birliği alarma geçirdi. Birliklerini yararak, kendisi de öne fırlayıp asıl mevziler üzerine atıldı. Rastladığı birlikleri de çevirip emrine alan ihtiyat grubu gittikçe büyüdü. Tam zamanında başlayan ileri hareket uzakta bulunan diğer birlikleri de canlandırmakta gecikmedi. Çekilen kuvvetler durdular ve tekrar geriye döndüler. Siperlere girmekle kalmadılar süngü hücumlarına da giriştiler. Tekrarlanan bu süngü hücumlarıyla bu kez Fransız hatlarında çözülmeler başladı. Fransız birlikleri ve iri satırlar kullanarak giriştikleri vahşi boğuşmalarla ün kazanmış Senegal birlikleri tamamen paniğe uğradılar. Subayların silahlı müdahalelerine rağmen firarlar önlenemedi.

Cephenin sol kesimindeki bu durumu öğrenen Tümen Komutanı, derhal çekilme emrinin geri alındığı, bulunulan siperlerde savunmaya devam edileceği emri vermiştir.

Öğleden sonra saat 15:00'den itibaren İngiliz ve Fransız birlikleri taarruz çıkış hatlarına çekilmeye başlamışlardır. Bu zaman içinde cepheye ulaşmış olan 19. Alay, iki taburuyla Fransız kesiminde kısa bir taarruza girişmiştir.

Birinci Kirte Savaşı'nın ölü ve yaralı olarak kayıpları Osmanlı tarafında 2.378, Britanya tarafında 2.167 ölü, 8219 yaralı ve 3593 kayıp ve Fransız tarafında 1.000'dir.

1 Mayıs 1915 Osmanlı taarruzları

Mareşal Liman Von Sanders, müttefiklerin başarısız İkinci Kerevizdere Taarruzundan hemen sonra, yeni takviyeler almalarından önce taarruz etmeyi planlamaktadır. Gerçekten de İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener de Mısır'daki 42. İngiliz Tümeni ile Gurkalardan oluşan bir Hint Tugayının Çanakkale Cephesine hareket etmesi emrini vermiştir. Ayrıca Fransa'dan bir tümen yola çıkmak için hazırlanmaktadır. Liman Von Sanders, sadece Seddülbahir Cephesi'nde değil, aynı zamanda Arıburnu Cephesi'nde de taarruza karar vermiştir.

Arıburnu Cephesi'nde 1 Mayıs taarruzları sabahın erken saatlerinde başlamıştı. Seddülbahir Cephesi'nde ise gece taarruzu olarak uygulanmıştır. Taarruzun Seddülbahir Cephesi'nde gece saatlerine alınmasında amaç, Birleşik Donanma'nın destek atışından sakınmaktır. Arıburnu Cephesi'nde donanma ateşi karşıdan gelirken Seddülbahir Cephesi'nde üç yandan gelmektedir.

Taarruz Albay Halil Sami Bey'in 9. Tümeni ile Saros bölgesinden intikal etmiş olan Albay Remzi Bey komutasındaki 7. Tümen tarafından gerçekleştirilecektir. Harekata Mareşal Liman Von Sanders'in 29 Nisan günü Seddülbahir Cephesi Komutanlığı'na getirdiği Albay Von Sodenstern komuta edecektir. Osmanlı kuvvetleri 19 taburda 16 bin savaşçı, Müttefik kuvvetler ise 30 taburda 32 bin kişidir. Osmanlı taarruzu 3 makineli tüfek bölüğü ve 10 topçu bataryasıyla desteklenecektir. İngiliz ve Fransızların ise Seddülbahir Cephesi'nde karaya çıkarılmış 30 makineli tüfek bölüğü ve 23 topçu bataryası (donanma topları hariç) bulunmaktadır.

Albay Von Sodenstern, tüm askerlere okunması talimatıyla yayınladığı emrinde şöyle demektedir. "Düşmana süngü ile saldırılacak…" "…sahilde filikaları yakmak…", ister istemez üç bin yıl önce Boğazın karşı yakasındaki Troya Savaşı'nı anımsatmaktadır. Troyalılar ve müttefikleri, Akha çıkarma sahiline saldırırken öncelikli amaçları gemileri yakmaktı.

Gece saat 22:00 de başlayan süngü hücumu, yer yer Osmanlı kuvvetlerinin İngiliz-Fransız mevzilerine girmesini sağlamıştır fakat sabah saatlerine kadar süren çatışmalar Osmanlı kuvvetleri açısından sonuç getirmemiştir. 1 Mayıs gecesi taarruzlarında İngilizler 17 subay ve 641 erat, Fransızlar ise 58 subay ve 2.064 erat kaybetmişlerdir. Toplam Müttefik kaybı 75 subay ve 2.705 olmak üzere 2.780 kişidir.

Osmanlı kuvvetleri mevzilerine çekilirken, 2 Mayıs 1915 sabahı saat 06:00 da İngiliz-Fransız cephesi bir karşı taarruza girişmiştir. Öğlen saatlerine kadar süren karşı taarruz da sonuçsuz kalmıştır.

Gerçekte General Sir Ian Hamilton Seddülbahir Cephesi'nde bir taarruz emri vermişti. 1 Mayıs gecesi gerçekleşen beklenmedik Osmanlı taarruzu nedeniyle planını ertelememiş, karşı taarruzun uygulanmasına karar vermiştir. Ancak Osmanlı taarruzları ve karşı taarruz sırasında uğranılan kayıpları dikkate alarak harekata, halen yolda olan 2. Fransız Tümeni'nin karaya çıkmasından sonra gerçekleştirilmesine gerek görmüştü. Ayrıca General Sır Ian Hamilton, Arıburnu Cephesi'nden en seçkinlerinden iki tugayın Seddülbahir Cephesi'ne aktarılması emri vermişti. Anzak kolordusu Komutanı General William Birdwood, Arcadian nakliye gemisindeki Hamilton'un Genel Karargah'ında, bir süre için kendi cephesinde taarruza geçmemesi yönünde uyarılmıştır. Çıkarma bölgesinin dar ve sıkışık olması nedeniyle karaya çıkartılamayan, gemilerde bekletilen beş top bataryası da Ertuğrul Koyu'na nakledilecektir.

Öte taraftan Osmanlılar beklemek niyetinde değillerdir. İstanbul'dan gönderilen Albay Mehmet Şükrü Bey'in komutasındaki 15. Tümen'in gün sonuna doğru Seddülbahir Cephesi'ne ulaşacağı bilinmektedir. Mareşal Liman Von Sanders, bir tümen gücündeki bu takviyeyle taarruzu yenilemeye karar verdi. Bu kez 7., 9. ve 15. Tümenler taarruz edecektir. Seddülbahir Cephesi Komutanı Albay Von Sodenstern'in üç tümeni yönetebilecek bir karargah kadrosu henüz yoktur. Zaten Alman Ordusu'ndaki son görevi, bir tabur komutanlığı idi. Yine de 2 Mayıs gecesi saat 22:00 dolaylarında Osmanlı tümenleri süngü hücumuna geçtiler. Taarruz başladığında 15. Tümen'in ileri unsurları ancak cepheye ulaşmışlardı. Dokuz saattir 25 km. yol yürüyüp gelmişlerdir ve gecenin karanlığında, tanımadıkları bir arazide taarruza katılacaklardır. 15. Tümen'in ateş hattına ilk ulaşan bölüğünün subayları, Ordu komutanının emirleri gereği kısa ve sert emirleri sıraladılar ve bölük taarruza katıldı. Tümenin diğer unsurlarının cepheye ulaşması sabah saatlerin bulmuştur ve onlar da derhal parça parça savaşa sürülmüşlerdir. Sabahın ilk saatlerinde yıpranan Osmanlı kuvvetleri mevzilerine geri çekilmişlerdi. Onbirbin mevcutlu 15. Tümen'in bir gece içindeki kayıpları, mevcutlarının yüzde kırkıdır.

Bu başarısız taarruzun hemen ertesi günü Mareşal Liman Von Sanders, Albay Sodenstern'i görevden alarak yerine General Weber'i (Weber Paşa) atamıştır. Aynı zamanda Sanders, 5. Ordu teşkilatlanmasını yeniden düzenlemiştir. Buna göre dört grup komutanlığı oluşturulmuştur.
  • Kuzey Grup Komutanlığı. Komutanı 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa,
  • Güney Grup Komutanlığı. Komutanı General Weber,
  • Saros Grup Komutanlığı.
  • Anadolu Grup Komutanlığı.

İkinci Kirte Muharebesi

İkinci Kirte Muharebesi, I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı'nda, İtilaf kuvvetleri'nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe'yi ele geçirmek için giriştikleri taarruzla 6 Mayıs - 8 Mayıs 1915 tarihleri arasında yaşanan muharebelerdir.

Öncesi

Birinci Kirte Muharebesi'nin ardından her iki taraf da cepheyi hızla takviye etmekteydiler. İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener, Mısır'daki 42. İngiliz Tümeni ile Gurkalardan oluşan bir Hint Tugayının Çanakkale Cephesine hareket etmesi emrini vermiştir. Fransa'da da bir tümen yola çıkmak için hazırlanmaktadır. Osmanlı tarafında ise Mareşal von Sanders her iki cephede de taarruza geçmeyi planlamaktadır. Bu amaçla Anadolu yakasından ve Saros bölgesinden kaydırılan birlikleri her iki cepheye denk olarak sevk etmiştir. 1 Mayıs'ta beş Osmanlı tümeni de cephelere ulaşmıştı. İstanbul'dan gönderilen 15. ve 16 Tümenler de yoldaydılar.

Arıburnu Cephesi'nde 1 Mayıs 1915 sabahı başlayan Osmanlı taarruzundan sonuç elde edilememişti. Taarruz akşam saatlerinde yenilenmiş fakat yine sonuçsuz kalmıştı. 2 Mayıs 1915 günü Anzak birliklerinin giriştiği taarruz da Osmanlı siperleri önünde etkisiz kalıp geri çekilmişti.

Seddülbahir Cephesi'nde ise harekata gece taarruzu olarak uygulanmıştı. Taarruzun Seddülbahir Cephesi'nde gece saatlerine alınmasında amaç, donanma destek atışından sakınmaktır. Arıburnu Cephesi'nde donanma ateşi karşıdan gelirken Seddülbahir Cephesi'nde üç yandan gelmektedir. 1 Mayıs 1915 gecesi saat 22:00 de başlayan süngü hücumu, yer yer Osmanlı kuvvetlerinin İngiliz-Fransız mevzilerine girmesini sağlamıştır fakat sabah saatlerine kadar süren çatışmalar Osmanlı kuvvetleri açısından sonuç getirmemiştir. Osmanlı kuvvetleri mevzilerine çekilirken, 2 Mayıs 1915 sabahı saat 06:00 da İngiliz-Fransız cephesi bir karşı taarruza girişmiştir. Öğlen saatlerine kadar süren karşı taarruz da sonuçsuz kalmıştır. Aynı günün akşamı Mareşal von Sanders, taarruzun yenilenmesi emrini vermiştir. İstanbul'dan gönderilen 15. Tümen'in unsurları da cepheye ulaştıkça savaşa sürülmüştür. 3 Mayıs 1915 gününün öğlen saatlerine kadar süren çatışmalar her iki taraf açısından da sonuç getirmemişti.

Anzak komutanı General William Birdwood, son taarruzuyla her ne kadar sonuç elde edememişse de konumunu sağlamlaştırdığı görüşündedir. Emrindeki iki tugayı Seddülbahir Cephesi'ne takviye için gönderebilecektir. Ayrıca Seddülbahir Cephesi'ne iki tugaylık İngiliz takviyesi de ulaşmış bulunmaktadır.

General Ian Hamilton, Osmanlı kuvvetlerinin son muharebelerde ağır kayıplar verdiğini, fakat kısa zamanda yeni takviye birliklerini cepheye sevk edeceklerini bilmektedir. Seddülbahir Cephesi'ne ulaşan son takviyeleri kullanarak Kirte Köyü ve Alçıtepe yönünde yeniden taarruza geçmeye karar vermiştir. Aslında Mısır'dan yola çıkan 42. İngiliz Tümeni'nin ancak bir taburu 6 Mayıs 1915 sabahı sahile çıkabilecektir. Ancak Hamilton bu kuvvete güvenmek zorundadır, 42. Tümen'in diğer taburlarını beklemeye zamanı yoktur. Cephenin sol kanadını tutmakta olan Fransız birliklerinin durumu gün geçtikçe kötüye gitmektedir. Art arda gelen Osmanlı karşı taarruzları, Anadolu yakasında konuşlanmış olan Osmanlı topçu bataryalarının salvoları, bölgeyi sarsmaktadır. Anadolu yakasındaki Osmanlı bataryasını susturmak amacıyla bir Fransız hafif kruvazöründen sökülerek sahile kurulan 140 mm.lik iki top da bu konuda yeterince etkili olamamıştır. General d'Amade, Hamilton'a gönderdiği raporda, özellikle Senegalli birliklerin artık cephede tutulmalarının güvenli olamayacağını bildirmektedir. Sonuç olarak General Hamilton, ikinci taarruzu fazla geciktiremeyeceğini düşünmektedir.

Taarruz planı

General Hamilton'un planı, harekatın ilk aşamasında Fransız Doğu Sefer Kuvvetleri'nin ve İngiliz 29. Tümen'inin 1.5 km kadar ileri harekatıdır. Cephenin sağ kanadı olan Fransız cephesinin ileri harekatı Kerevizdere'nin sağ ve sol yanındaki sırtlardaki Osmanlı siperlerini atmak ve burada siper kazarak mevzi almak şeklinde olacaktır. Fransız birlikleri, harekat süresince bu hattan ileri çıkmayacaklardır. Ayrıca bu mevziler her ne bahasına olursa olsun elde tutulacaktır.

Harekatın ikinci aşamasında İngiliz cephesinin sağ ve merkez kesimleri, sağ uç, Fransız sol ucundan ayrılmamak koşuluyla, sağa doğru bir çark hareketiyle ilerleyeceklerdir. İngiliz cephesinin sol kanadı ise ileri hareketle merkez kesimin sol kanadını örtecektir. Bu çark harekâtını yapmakla görevli İngiliz birlikleri, İngiliz cephesinin sağındaki Mürettep Tugay ve merkezindeki 88. Tugay'dır. Bu çark hareketiyle Kirte Köyü ele geçirilecektir. İngiliz cephesinin sol kanadı olan 125. Tugay (Mısır'dan takviye olarak gönderilen 42. Tümen'in tugayı) ise merkezdeki 88. Tugay'ın sol kenarıyla teması kaybetmeyerek ileri atılacak, bu sol kenar ile deniz arasına yayılacaktır. Ardından, Kirte Köyü'ün kuzeybatısındaki Yazıtepe'yi ve onun batısındaki Sarıtepe'yi ele geçirecektir.

Yedekte tutulan 87. Tugay ile Hint Tugayı, her aşamada ileri çıkarak öndeki kıtaların, ileri harekatla boşaltmış oldukları mevzilerine yerleşecektir.

Harekatın üçüncü aşaması, Alçıtepe'nin İngiliz 29. Tümeninin batı ve güneybatı yönlerinden yapılacak taarruzlarla ele geçirilmesidir. Bu taarruzlar harekatın bu aşamasına kadar yedekte tutulan 87. Tugay ile Hint Tugayı tarafından yapılacaktır.

Savaş

İngiliz cephesinin solunda ilerleyen 125. Tugay, Zığındere Koyu sırtlarında yoğun bir ateşle karşılaşmıştır. Osmanlı tarafı, her ileri hareketi yoğun bir ateş altına almış, Tugay gün boyu kayda değer bir ilerleme kaydedemediği gibi kayıpları 350 kişiyi bulmuştu.

Merkezdeki 88. Tugay'ın ilerlemesi de yine kurşun yağmuruna tutulmuştur. Bu bölgede İngilizler 100 m. kadar bir ilerleme sağladılarsa da sol kanatlarını örtecek olan 125. Tugay'ın ilerleyememesi yüzünden ileri harekatı durdurmak zorunda kaldılar.

Fransız tarafında da şiddetli ateş nedeniyle ilerleme sağlanamadığı gibi öğleden hemen sonra az sayıdaki askerden oluşan Osmanlı müfrezeleri sırtlardan aşağı doğru kayarak ateş açacak kadar cüretkar davranmaya başlamışlardır.

General Sır Ian Hamilton'un planında gün sonunda Alçıtepe'nin ele geçirilmesi öngörülmüştü. Ancak taarruzun ilk günü akşamı birkaç yüz metreden fazla ilerleme sağlanamamıştır. Dahası, cephe komutanlarından Hamilton'a ulaşan raporlarda, gün boyu süren çatışmalarda Osmanlı gözcü postalarıyla çarpışıldığı, asıl savunma hattıyla henüz temas kurulmadığı, Osmanlının asıl savunma hattının yerinin dahi saptanamadığı bildirilmektedir.

Osmanlı tarafında harekatın ilk günü akşamında bir komuta değişikliği olmuştur. Seddülbahir Cephesi Komutanı Albay von Sodenstern görevden alınarak yerine General Weber atanmıştır. 5 Mayıs'ta savunma hatlarını ve Osmanlı birliklerinin durumunu incelemiş olan Weber Paşa, Birleşik Donanma'nın ateşiyle uğranılan kayıplar karşısında endişeye kapılmış ve Mareşal Liman Von Sanders'e cephenin, Alçıtepe gerisine çekilmesini önermiştir. Sanders, bu öneriye şiddetle karşı çıkmış, her karış toprak için savaşılması emrini vermiştir. Sanders, donanma ateşinden sakınmak için geri çekilmek değil, ileri çıkarak düşmanla burun buruna bulunmak gerektiğini ileri sürecektir. Gerçekten de Gelibolu'daki savaş, Avrupa'daki savaşlardan farklıdır. Osmanlının, "savunulabilir hatlara çekilmeleri" gibi bir seçenekleri yoktur. Gelibolu'daki topçu bataryalarının düşmesi, Çanakkale Boğazı'nın Birleşik Donanma'ya açılması demektir. Bu ise, İstanbul'un düşmesi, İmparatorluğun çökmesi sonucunu doğuracaktır. Türklerin, tırnaklarını toprağa geçirip her karış toprak için dövüşmekten başka seçenekleri yoktur.

Ertesi gün, 7 Mayıs sabahında yenilenen hazırlık ateşiyle İngiliz birliklerinin ilerleme çabası yine Osmanlı tarafının yoğun ateşiyle durduruldu. Zığındere sahillerine getirilen üç balon gemisinden salınan balonlar dahi Osmanlı siperlerinin yerini, daha önemlisi makineli tüfek yuvalarını saptayamadı. Bu yüzden topçu ateşi Osmanlı direnci üzerinde etkili olamamıştır.

İngiliz hatlarının sol kanadı olan Zığınsırtı'nda ilerleme sağlanamaması, tüm cephenin ileri hareketini engellemektedir. Bölgeye gelen Queen Elizabeth'in de katıldığı bombardımanla Osmanlıların ateş açtığı tepe hallaç pamuğu gibi atıldı. Bu bombardımanın da bir etkisi görülmedi. 125. İngiliz Tugayı'nın taburlarının her ileri hareketi Osmanlı tarafından kurşun yağmuruyla karşılanmaya devam etmiştir.

Merkez ve sağ kanatlar öğleye kadar 250 m. kadar ilerlemişlerdi. Ancak sol kanattaki 125. Tugay'ın ilerleyememesi üzerine ileri hareketlerini durdurdular. Merkezdeki 88. Tugay, plandaki gibi sağa doğru çark hareketini, sol kanadının açık kalacağı için yapamadı. Bu çark hareketi, 125. Tugay'ın ilerleyerek onun sol kanadını örtmesine bağlıydı.

Öğleden sonra saat 16:30 sonrasında 87. Tugay'ın da desteğiyle merkez bölgedeki 88. Tugay'ın taarruzu da bir ilerleme sağlayamamıştır. Esasen 87. Tugay, plana son aşamasında Alçıtepe'ye taarruzla görevlendirilen, o aşamaya kadar yedekte tutulacak kuvvetti.

Cephenin Fransız kesiminde ise merkez bölge, soldan bir ilerleme yapılmadıkça ilerlemelerinin mümkün olmadığını, sol tarafsa merkez bölümün ilerlemesi olmadan ileri harekat yapamayacaklarını rapor ediyorlardı. Öğleye doğru takviye edilen merkez bölüm 150 m. kadar ilerleyip bir Osmanlı siperini ele geçirdi. Fakat daha fazla ilerlemedi ve sağ kanadın ileri hareketi olmadan ilerlenemeyeceğini rapor etti. Kısa süre sonra da bir Osmanlı taarruzuyla geri atıldı.

Sonuç olarak Fransız cephesi, harekatın ikinci gününde de, İngiliz birlikleri ile dayanak noktası oluşturacak hatta ulaşamamıştır.

Harekatın üçüncü günü (8 Mayıs 1915) General Hunter Weston, 88. Tugay'ın ilerleyememesine bir çözüm buldu. 125. Tugay, ileri harekatla bu tugayın sol yanını örtemiyorsa, bu işi 87. Tugay üstlenecekti. Arıburnu Cephesi'nden 29. Tümeni takviye etmek üzere aktarılan Yeni Zelanda Tugayı da bu ileri harekatı destekleyecekti.

Saat 10:15'de başlayan hazırlık ateşi ardından İngiliz cephesinin merkez bölümünden başlatılan taarruz, o tarihe kadar Gelibolu Yarımadası'ndaki en yoğun topçu ateşi ardından başladı. Albay M.Cay komutasındaki Yeni Zelanda taburu, Osmanlı topçusunun ve tüfeklerinin ateşiyle yarı mevcudunu yitirmekle 300 m. kadar ilerleme sağlayabildi ve durduruldu. Diğer İngiliz birlikleri hemen hemen hiçbir ilerleme sağlayamadan kırıldılar. İngiliz kesiminde taarruz, ortalama 300 m.lik ilerlemenin ardından, saat 15:30 dolaylarında durdurulmuştur. Fransız kesiminde ise tek bir asker bile ilerleyememişti.

Üç günlük muharebeler sonucunda Müttefik kayıpları 6.500, Osmanlı tarafının ise 2.000 kişidir. En fazla ilerlenen noktalarda ileri harekat 500 m. kadar ilerleyebilmişti. Üç günlük çatışmalarda Müttefik kuvvetler toplam 18.000 top mermisi kullanmışlardır. General Sir Ian Hamilton, 8 Mayıs 1915 akşamı Lord Kitchener'e çektiği telgrafta şöyle yazmaktadır. "Hedefime varamadım. Harekat, başarısızlıkla sonuçlanmıştır… bu işin içinden sıyrılmanın bir yolunu da göremiyorum."

Çıkartmanın ilk günü olan 25 Nisan 1915 tarihinden İkinci Kirte Muharebesi sonunda Birleşik Krallık ve Anzak kayıpları her iki cephede toplam 14.000 ölü ve yaralı olmuştur. İngiliz 29. Tümeni, subaylarının yarıdan fazlasını, eratın da yarısını kaybetmişti.

Taarruz, planlanandan daha geç olarak saat 11:00 dolaylarında başlatıldı. İlk gün taarruzları, makineli tüfek etkisi ve/veya izlenimi yaratacak denli yoğun Osmanlı ateşi karşısında Kanlıdere, Kereviz Sırtı ve Çamlıbel Sırtlarında ortalama 350 m. kadar ilerleme sağlayabilmişlerdir. İkinci gün, 7 Mayıs'taki taarruzlar da aynı şekilde sonuçlanmıştır. Harekatın üçüncü günü Arıburnu Cephesi'nden takviye olarak gelen Yeni Zelanda birliklerinin taarruzları, ağır kayıplarla başarısız olmuştur. Yeni Zelanda tugay komutanı Albay Francis Johnston'un karşı çıkmasına karşın General Hunter-Weston, tugayın taarruza devam etmesini emretmiştir. 8 Mayıs 1915 gününün akşam üzeri devam edilen taarruzla ortalama 450 m. ilerleme sağlanmıştır. Ancak kayıplar yüzde elliyi bulmuştur.

Saat 18:00 dolaylarında Fransız taarruzu da Kerevizdere ağzında başta ilerleme sağladıysa da Osmanlı karşı taarruzuyla geri çekilmiştir.

Üç gün süren muharebelerin sonucunda Müttefik ilerlemesi, ilk gün hedeflerinin de gerisinde kalmıştır.

Üçüncü Kirte Muharebesi

Üçüncü Kirte Muharebesi, I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı'nda, İtilaf Kuvvetleri'nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe'yi ele geçirmek için giriştikleri üçüncü taarruzlarıdır. Seddülbahir Cephesi'ne 25 Nisan 1915 tarihinde çıkartılan kuvvetlerin hedefi, Alçıtepe'nin ele geçirilmesiydi. Bu hedef için girişilen birinci ve İkinci taarruzlarının başarılı olmaması üzerine uygulamaya konmuştur.

Öncesi

Birleşik Donanmaya bağlı üç zırhlı, 13 Mayıs 1915 tarihinde İngiliz zırhlısı Goliath Osmanlı Muavenet torpidobotu tarafından, 25 Mayıs'ta İngiliz zırhlısı Triumph ve 26 Mayıs'ta da Fransız zırhlısı Majestic, Alman denizaltısı U-21 tarafından torpillenerek batırılmıştı. Bu kayıplar ardından Müttefik Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral De Robeck, donanmadaki tüm ağır tonajlı savaş gemilerinin Limni ve Gökçeada'daki üslere çekilmesini emretmişti. Bu karar, Müttefik kara harekatı için donanma topçu desteğinin önemli bir bölümünün çekilmesi anlamına gelmektedir.

Ne var ki izleyen günlerde Müttefik Gelibolu Cephesi Komutanı General Ian Hamilton açısından olumlu üç gelişme gerçekleşti. 19 Mayıs 1915 günü Arıburnu Cephesi'nde Osmanlı kuvvetlerinin giriştiği genel taarruz Anzak siperleri önünde başarısız olmuştu. Bu olay, en azından Arıburnu Cephesi kuvvetlerinin Osmanlı taarruzları karşısında durumlarını koruyabileceklerini göstermektedir. İkinci olumlu gelişme ise 20 Mayıs 1915 günü İtalya'nın İtilaf Devletleri yanında savaşa girdiğini ilan etmesiydi. Şimdi, Akdeniz İtilaf güçleri için çok daha güvenli bir deniz haline gelmiştir. Hamilton açısından en olumlu olay ise İngiliz Yüksek Savunma Konseyi'nin, Batı Cephesi'ndeki ihtiyatların bir kısmını Çanakkale Cephesi'ne kaydırmaya karar vermiş olmasıdır. Nasılsa Batı Cephesi'nde cepheler kilitlenmiştir, taarruz ertelenebilir, bir Alman taarruzu da mevcut kuvvetlerle göğüslenebilir. İngiliz Yüksek Savunma Konseyi'nin Çanakkale Cephesi'nde sonuç elde edebilmek için ne büyüklükte bir kuvvete gereksinimi olduğu sorusuna General Hamilton, en az üç tümene ihtiyacı olduğu yanıtını vermişti. İngiliz Yüksek Komutanlığı, General Hamilton'un bu mesajına olumlu yanıt vermiştir, Çanakkale Cephesi'ne üç tümen kaydırılacaktır.

Savaş

Üçüncü bir girişimle Kirte Köyü üzerinden Alçıtepe'nin ele geçirilmesi planı bu gelişmelerin hemen ardından gündeme getirilmişti. Mayıs sonlarına doğru Seddülbahir Cephesi'nde İngiliz-Fransız kuvvetlerinin mevcudu 22.000 Fransız, 31.000 İngiliz ve Hintli asker olmak üzere toplam 53.000'dir. Osmanlı kuvvetleri ise dört tümende (7,9,12 ve 15) toplam 24.500 asker vardır. Bir taarruz hareketini desteklemek üzere Hamilton'un elinde Osmanlının 41 namlusuna karşın 141 namluluk (donanma topları hariç) topçu unsuru vardır. Hamilton, üç takviye tümenini beklemeden taarruz etmeye karar vermişti.

Üçüncü Kirte Savaşı'nın ilk taarruzu 4 Haziran 1915 sabahı saat 08:00'da 5 km.lik cephe hattındaki hazırlık ateşiyle başladı. Donanma topçusunun üç yönden, kara topçusunun ise cepheden geliştirdiği topçu ateşi saat 12:00 dolaylarına kadar dört saat sürmüştür. Hazırlık ateşinin ardından taarruz başlamış ve üç saat sürmüştü. Cephenin sağ kanadından taarruz eden General Gouraud komutasındaki iki tümenli Fransız Kolordusunun taarruzu başarılı olmamıştı. Taarruzlarının ilk saatinde elde ettikleri mevzilerden, hazırlık ateşi öncesinde asker mevcudu 2.900 kişi olan Kurmay Yarbay Selahattin Adil komutasındaki 12. Tümen'in karşı taarruzuyla çekilmişlerdir.

Cephenin sol kanadından taarruza kalkan General Hunter Weston Komutasındaki İngiliz 8. Kolordusu daha başarılı olmuştu. Kolordunun 42. Tümeni Osmanlı mevzilerini ele geçirmiştir. Cephenin en sol kesiminden taarruz eden İngiliz 29. Tümeni ise bir km. kadar ilerlemeyi başarmıştır. Ağır kayıplara uğrayan Albay Halil Sami Bey'in 9. Tümeni siperlerinden geriye atılmıştır.

Bu kesimde cephenin yarılması, bir topçu bataryası erlerinin Kirte Köyü'nün hemen önündeki sırtta mevzilenip, ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açmasıyla önlenmiştir. 2. Topçu bataryası komutanı Teğmen Arif Bey (Tanyeri), Topçu Grup Komutanı Binbaşı Binhold'un "Düşman birinci hat siperlerini işgal etti, ilerlemeye devam ediyor. Göreviniz bitmiştir. Topları tahrip ederek geri çekiliniz" şeklindeki emrine uymak yerine 150 askeriyle cepheyi tutmuştur. Üç saat süren sert çatışmalardan geçmiş olan İngilizler, bu taze kuvvetin ateşi karşısında duraklamışlardı. Bir saat kadar sonra Teğmen Arif Bey'in tutuğu mevzilere ulaşan takviyelerle, Kirte Köyü'ne 1 km. kadar yaklaşmış olan cephe sabitlenmişti.

İkinci gün olan 5 Haziran 1915 sabahı Osmanlı 9. Tümen'inin giriştiği karşı taarruz başarılı olmamış ve gün boyu cephe sakin geçmiştir. Arıburnu Cephesi'nden kaydırılan Osmanlı 2. Tümen'inin gece giriştiği taarruz kısmen başarılı olmuş, İngiliz kuvvetlerini birkaç yüz metre geriye atmıştı. 6 Haziran günü ise bazı bölgesel çatışmalarla geçmiştir. Gün sonunda cephede silahlar susmuştu.

Üçüncü Kirte Muharebelerinde Müttefik kayıpları 7.500 kişidir. Osmanlı tarafında kayıplar ise 4.500 ölü, 4.500 yaralıdır.

Birinci Kerevizdere Muharebesi

Birinci Kerevizdere Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nın Seddülbahir Cephesi'nde Fransız Kolordusu ile 21 Haziran 1915 tarihinde başlayan ve iki gün süren çatışmalardır.

Savaş öncesi

Müttefik kuvvetler, Gelibolu Yarımadası'nın en güney ucundaki beş kumsala 25 Nisan 1915 tarihinde kuvvet çıkartmışlardı. Seddülbahir Cephesi kuvvetlerinin ilk gün hedefi General Sir Ian Hamilton tarafından, Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçı Tepe yükseltisinin ele geçirilmesiydi. Ancak harekatın ikinci günü sonunda sahilde bir köprübaşı kurulabilmesine karşın bu hedefin çok gerisinde kalınmıştı.

Hamilton, izleyen günlerde birbiri ardına üç taarruza girişmişti. Birinci Kirte, İkinci Kirte ve Üçüncü Kirte Muharebeleri olarak bilinen bu taarruzlarda da tüm cephe hattından taarruz etmiş, fakat sonuç alamamış, çıkartmanın ilk gün hedefi olan Alçıtepe'ye ulaşılamamıştı.

Taarruz planı

Hamilton'un cephe komutanları, 9. İngiliz Kolordusu Komutanı General Hunter Weston ve Fransız Kolordusu Komutanı General Gouraud, tüm cephe hattından değil, daha dar bir cepheden taarruz edilerek Osmanlı savunmasının kırılabileceği görüşündedirler. Böylece gerek piyade gerekse topçu unsurları yönünden ağırlık merkezi oluşturulabilecektir.

Hareket planı, önce cephenin kanatlarındaki tepelerdeki Osmanlı mevzilerinin ele geçirilmesi, ardından da cephenin merkez bölümünde taarruza geçilmesi şeklindedir. Bu taarruzların tek bir operasyonun aşamaları olarak değil, bağımsız operasyonlar olarak uygulanmasına karar verildi. Ayrıca hazırlık ateşinin daha dar bir cephe hattında yoğunlaştırılmasıyla yetinilmeyip süre de uzatıldı.

Cephe komutanlarının ilk taarruz için seçtiği bölge, cephenin sağ kanadındaki Kerevizdere bölgesidir. Taarruzun hedefi, bu bölgedeki Osmanlı savunma hatlarının 200 metre kadar gerisindeki 83 rakımlı tepedir. Taarruz için belirlenen cephe, 600 metrelik çok dar bir cephedir. Hazırlık ateşi için 65 top atış yapacaktır, cephenin yaklaşık her 9 metresine bir namlu düşmektedir. Bu rakama, donanma topçusu dahil değildir.

Osmanlı kuvvetlerinin savunma konumu

Osmanlı tarafı bölgedeki mevzileri Yarbay Hasan (Askeri) Bey komutasındaki 2. Tümen ile tutmaktadır, ihtiyatta Yarbay Selahattin (Adil) Bey'in 12. Tümen bulunmaktadır. Selahattin Bey, ilk günün sonuna doğru 2. Tümen'in kurmay başkanlığını da üstlenmiştir.

Taarruz

Taarruz öncesi hazırlık ateşi 18 Haziran 1915 günü başlamış ve kısa aralıklarla üç gün sürmüştür. Donanma topçusunun da katıldığı hazırlık ateşinin yoğun saatlerinde dakikada ortalama 150 top mermisinin cepheye düştüğü sayılmıştı.

21 Haziran günü saat 04:00 dolaylarında Müttefik askerlerine çorba, ekmek ve kahve dağıtılmış, kahvelerine katmak üzere içki verilmişti. Ayrıca mataralara konulmak üzere de içki verildi. Taarruz saat 05:15'de başlayan ve 45 dk. süren hazırlık ateşi ardından başlamıştır. Kara topçusunun harcadığı mermi sayısı 32.050'dir. Bu rakama, deniz topçusunun ateşi dahil değildir. Hazırlık ateşi o denli etkili olmuştu ki Fransız birlikleri ilk kademe Osmanlı siperlerini ciddi bir karşılık görmeden, çok az kayıpla işgal edilmiştir. Taarruzun sol kanadında işgal edilen siperlere yerleşen Fransız birlikleri Osmanlı karşı taarruzlarını karşılayabilmişlerdir. Ancak sağ kanattaki sömürge askerlerinden oluşan Alay, siperlerin hazırlık ateşinde fazlasıyla tahrip olması ve dolayısıyla uygun biçimde gizlenememişler ve Osmanlı ateşi karşısında ağır kayıplara uğramışlardı. Alay komutanın ağır biçimde yaralanması ardıdan bu Alay, kendi mevzilerine çekilmiştir. Öğlen ve sonraki saatlerde üç kez, hazırlık ateşi ardından girişilen saldırılarda bu Alay yine ağır kayıplarla geri çekilmek zorunda kalmıştı. Saat 18:00 dolaylarında bu kez 2. Tümen'le girişilen taarruz sonunda bu mevzilere yerleşilebilmiştir.

İki gün süren çatışmalarda 83 rakımlı tepe birkaç kez el değiştirmiş, sonunda Fransızlarda kaldı. Fransız kayıpları 2.500, Osmanlı 2. Tümen'inin kayıpları ise ölü ve yaralı olarak 6.000 kişidir.

Osmanlı ihtiyatındaki 12. Tümen, sürekli olarak cephedeki 2. Tümeni takviye etmişti. Ancak 2. Tümen bu savaşlarda öylesine hırpalanmıştır ki, savaşın hemen ardından cepheden geri çekildi. Bu durum, Birinci Kerevizdere Muharebesi'nde Osmanlı kayıplarının, çatışmalardan çok hazırlık ateşi sırasında verilmiş olduğunu göstermektedir. 2. Tümen'in cepheden çekilmesiyle boşalan mevzilere 12. Tümen yerleşmiştir. 27 Haziran 1915 tarihinde, İstanbul'dan gönderilmiş olan 1. Tümen de cepheye intikal etti. Sonuç olarak ağır kayıplara ve bir miktar toprak kaybına karşın Osmanlı kuvvetleri bölgede durumlarını güçlendirmişlerdir.

Zığındere Muharebesi

Zığındere Muharebeleri, Çanakkale Savaşları'nın Seddülbahir Cephesi'nin sol kanadında İngiliz taarruzlarıyla 28 Haziran 1915 tarihinde başlayan, 5 Temmuz 1915 günü sonlanan muharebelerdir. Müttefik taarruzu, Zığındere'nin doğu ve batı yakalarındaki sırtlardaki Osmanlı mevzilerini ele geçirmeyi hedeflemiştir. Batı kesimde Osmanlı mevzileri ele geçirilmiş ancak, doğu yakadaki sırtlardaki hedeflerin gerisinde kalınmıştır.

Savaş öncesi

Seddülbahir Cephesi'nde İtilaf kuvvetlerinin ard arda giriştiği üç taarruz da (Birinci Kirte, İkinci Kirte ve Üçüncü Kirte Muharebeleri) belirlenen hedeflere ulaşamamıştı. Ancak Seddülbahir Cephesi komutanları, 9. İngiliz Kolordusu Komutanı General Hunter Weston ve Fransız Kolordusu Komutanı General Gouraud'un önerdiği ve Hamilton'un da benimsediği bir planın ilk adımı olan Birinci Kerevizdere taarruzu başarılı olmuş, sınırlı olarak belirlenmiş olan hedeflere büyük ölçüde ulaşılmıştı. Bu plan, önceki taarruzlardan farklı olarak Seddülbahir Cephesi'nin tüm cephe hattından değil, önce iki kanattan, daha sonra da merkezden taarruz etmeyi öngören üç operasyondan ilki olarak düşünülmüş ve uygulamaya konulmuştu. Böylece gerek piyade, gerekse de topçu unsurları daha dar bir cephede kuvvet merkezi (siklet merkezi) oluşturulacaktı. Planın ilk operasyonu, cephenin en sağ (doğu) bölgesi olan Kerevizdere'de uygulamaya konulmuştu. İkinci operasyon bu kez cephenin en sol (batı) kanadı olarak düşünülmüştü. Taktik hedef Zığındere sırtlarının ele geçirilmesidir.

İlk operasyonun önceki taarruzlara oranla çok daha başarılı olması üzerine General Sır Ian Hamilton, cephe komutanlarının planındaki ikinci operasyona derhal geçilmesini emretmiştir.

İngiliz savaş planı

General Sır Ian Hamilton, bu operasyonu yönetmekle General De Lisle'ı görevlendirmiştir. General De Lisle'in planı, Zığındere ile sahil arasındaki Zığın sırtı boyunca üç tugayla ve Zığındere'nin karşı yamaçlarından iki tugayla taarruz etmektir. Zığın sırtındaki en gerideki Osmanlı siperleri alındıktan sonra bu tugaylar doğuya dönerek taarruzlarını sürdüreceklerdir. Topçu desteği olarak toplam 89 top görev yapacaktır. Ayrıca Talbot Kruvazörü ile Scorpion ve Walver destroyerleri de kıyılara yaklaşmıştır.

Zığın sırtı boyunca yapılacak taarruza 87. İngiliz Tugayı başlayacaktır. İlk üç Osmanlı siperi ele geçirildikten sonra arkadan gelen Hint Tugayı bu siperlere yerleşerek ileri harekatın kanat güvenliğini sağlayacaktır. Ancak Hint Tugayının bu siperlere yerleşmesinden önce bir istihkam müfrezesi siperlere girecekti. Çünkü Osmanlı askerleri, geri hatlardan ilerdeki siperlerinin altına kablo döşemekte ve ileri hat siperlerinin altına patlayıcılar yerleştirmektedirler. İleri hat siperleri elden çıkacak olursa, Müttefik askerleri bu siperlere yerleştiğinde bu patlayıcılar ateşlenmekte, siperlere inmiş olan askerler havaya uçurulmaktadır. İstihkam müfrezesinin görevi ele geçen siperlere gelen kablolar olup olmadığını denetlemek, varsa kesmektir. İlk üç siperin ele geçirilmesi ve Hint Tugayının bu siperlere yerleşmesiyle 87. İngiliz Tugayı ileri harekatını durduracak, en geriden gelen 86. İngiliz Tugayı ilerleyerek son iki Osmanlı siperine taarruz edecektir.

Hazırlık ateşi güneşin, hedeflerin görülmesine olanak verecek kadar yükselmesinden sonra, saat 09:00'da başlayacaktır. Bir saat kırk beş dakikalık bir hazırlık ateşi planlanmıştır. Harekat için on iki bin çeşitli çapta top mermisi ayrılmıştı, ancak harekat sonuna kadar 16.200 mermi kullanılmıştır.

Osmanlı savunma düzeni

Zığındere'nin her iki yanındaki sırtlarda Osmanlı siperleri ard arda beş sıra halinde düzenlenmiştir. Zığın sırtı Albay Refet Bey'in komutasındaki üç alaydan oluşan 11. Tümen'in savunma bölgesidir. Zığındere ile Kanlıdere arasındaki bölge ise Albay Halil Bey'in yine üç alaydan oluşan 7. Tümen'i tarafından savunulmaktadır.

Savaş

Birinci Kerevizdere Savaşı'ndan bir hafta kadar sonra 26 Haziran 1915 günü yine dar bir cephede yoğun topçu ateşi, iki gün boyunca sürdürüldü. Topçu ateşinin yoğunluğu, Zığındere'nin sol yakasına, Zığın sırtına verilmişti. Zığındere'nin sol kesimine daha az sayıda namlu ateş açmıştır.

28 Haziran 1915 günü saat 09:00'da başlayan hazırlık ateşinin ardından saat 11:00'deki ilk dalga İngiliz taarruzları başlamıştır. Zığın sırtındaki Osmanlı mevzilerinin birinci ve ikinci hat siperleri hiçbir direnmeyle karşılaşılmadan ele geçirilmişti. Hazırlık topçu ateşi sırasında bu siper hatları tümüyle tahrip olmuştu ve sağ kalanların tümü yaralıydı. Ancak bu bölgedeki bazı İngiliz birlikleri, Zığındere'nin sağ yamaçlarından açılan Osmanlı ateşi yüzünden ağır kayba uğramışlardı.

Öğlen sıralarında girişilen taarruzla İngiliz birlikleri Zığın sırtındaki Osmanlı tarafının diğer üç hat siperini de ele geçirdiler. Buradaki son Osmanlı mevzileri düşmüştür. Bu noktada, İngiliz birlikleri sağa çark edip Zığındere'yi geçtiklerinde hem derenin sol yakasındaki en geri Osmanlı mevzilerinin gerisine sarkmış hem de 800 m. ilerideki Kirte Köyü'yle aralarında hiçbir Osmanlı kuvveti kalmamış olacaktır. Ancak Osmanlı tarafının başlattığı yoğun topçu ateşi, ileri harekatı durdurmuştur. Hemen ardından saat 14:00 öncesinde Osmanlı karşı taarruz başlamıştır. Osmanlı taarruzu, İngilizleri Zığın sırtının batı yamaçlarına atmış, tüm siperlerin doğu yarısını kesip almıştır. En gerideki siperler saat 18:00 sonrasında Gurka birliklerinin taarruzuyla, karanlık çökünce de Osmanlı taarruzuyla yeniden el değiştirmiştir. Söz konusu siperler 30 Haziran 1915 günü sabahına kadar birçok kez el değiştirmiş, sonunda İngilizlerde kalmıştır. Savaşın ilk gününde Zığın sırtında 11. Tümen'in kayıpları 2.013 kişi olmuştur.

Tüm Zığın sırtının kuzeyinden 1 Temmuz 1915 günü öğleden sonra başlatılan, yeterli topçu desteğinden yoksun Osmanlı taarruzu bu dar cephede, İngiliz-Fransız kara ve deniz topçusu ateşiyle, daha İngilizlerin elindeki siperlere yaklaşamadan erimiştir. Karanlık çökerken yenilenen Osmanlı taarruzu da aynı sonucu vermiştir. Seddülbahir Cephesi komutanı Alman Generali Weber, esasen başlangıçta taarruza karşı çıkmıştı. Yoğun topçu ateşi altında, yeterli topçu desteği olmadan yapılacak taarruzun askeri kırdırmak olacağını ileri sürmektedir. Ele geçirdikleri mevzilerde İngilizlerin sağlam mevziler oluşturabildiklerini de ileri sürmektedir. Ancak Mareşal Liman Von Sanders, taarruzların devamını emretmişti. Gece, ileri çıkan bir Gurka keşif müfrezesi, "Cephe ilerisinin cesetlerle halı gibi örtülmüş olduğunu" rapor etmiştir.

Zığındere'nin sağ bölümündeki taarruz ise Zığın sırtındaki kadar hızlı ilerleyememiştir. Taarruz, çok daha hafif olan topçu ateşinden o denli etkilenmeyen Osmanlı siperlerinin karşısında ağır kayıplara uğradı. Yenilenen topçu ateşinden sonra bu bölgede İngiliz birlikleri yeniden taarruza geçmişler ve ilk iki hat Osmanlı siperlerine ulaşmışlardır. Daha gerideki siperlere karşı girişilen taarruzda ise Osmanlıların, tespit ettikleri anda öncelikle subayları hedef alma eğilimleri sonucu, İngiliz birliklerindeki subayların çoğu savaş dışı kalmışlardır. İlk üç taarruz dalgası Osmanlı ateşi önünde erimişti ve beş dakikadan az bir sürede, 26 subaydan 25'i ve 400'den fazla İngiliz askeri vurulmuştu. 156. Tugayın komutanı General Scott-Moncrieff, son ihtiyatları ile birlikte ateş hattına geldiğinde vurulmuştur. Tugay savaşın ilk günü mevcudunun yarısını yitirmiştir.

Osmanlı karşı taarruzları

5 Temmuz 1915 tarihinde Albay Hasan Basri Bey'in 5. Tümen'inin Zığın sırtına ve Albay Nicolai'nin komutasındaki 3. Tümen'inin Zığındere'nin doğu yamaçlarına giriştikleri taarruz ise sonuç alamamıştı. Her iki tümenin bu taarruzdaki kayıpları 5.025 kişi, yani mevcutların yüzde kırkı kadardır.

İzleyen bir hafta boyunca süren çatışmaların ardından cephede silahlar susmuştu. Zığındere Savaşı'nda Osmanlı kayıpları ölü ve yaralı olarak 16.000 kişidir.

Zığındere Savaşı ertesinde 8 Temmuz 1915 günü, 1 ve 5 Temmuz günü yapılan karşı taarruzları durdurmayı ısrarla öneren Güney Grup (Seddülbahir Cephesi) Komutanı General Weber, Mareşal von Sanders tarafından görevden alınmıştır. General Weber, "siklet merkezi oluşturmak" adına 1,5 kilometre karelik bir sahaya, yeterli topçu desteği olmadan bu kadar çok adam yığmanın, gereksiz ve çok yüksek kayıplara neden olacağı, askeri kırdırmaktan başka bir sonuç vermeyeceği görüşündeydi. General Weber'in yerine General Vehip (Bülkat) Paşa atanmıştır. General Vehip Paşa, Trakya'daki 2. Ordu Komutanı'dır. Esat Paşa bu orduyu da Gelibolu savunmasına destek olarak göndermişti.

Zığındere Muharebeleri, Çanakkale Savaşı boyunca yaşanan en kanlı muharebelerdir. İngilizler, Zığın sırtındaki hedeflerine ulaşmışlardır. Zığındere'nin sağ bölgesinde ise ancak kısmi bir ilerleme sağlayabilmişlerdi. Sol kanattaki başarı, topçu desteğinin bu bölgede ağırlıklı olarak kullanılmasındandır. Aynı topçu desteği, Osmanlı karşı taarruzlarını da sonuçsuz bırakmıştır.

İkinci Kerevizdere Muharebesi

İkinci Kerevizdere Muharebeleri, Çanakkale Savaşı'nın Seddülbahir Cephesi'nin merkez ve sağ kanadında İngiliz ve Fransız birliklerince girişilen taarruzlar ve muharebelerdir. 12 Temmuz 1915 tarihinde başlayan, 13 Temmuz 1915 günü sonlanan muharebelerdir. Müttefik taarruzu cepheyi, daha önce Zığındere Muharebesi ile ileri çıkan sağ kesim ile aynı hatta getirmek için Osmanlı mevzilerini ele geçirmeyi hedeflemiştir. Fransız kesiminde taarruz planı hedeflerine ulaşılmış, İngiliz kesiminde ise dar bir alanda ulaşılabilinmiştir.

İngiliz resmi tarihinde bu muharebe "Achi Baba-Nullah" olarak ya da "Kanlısırt Muharebeleri" olarak geçmektedir.

Savaş öncesi

General Sir Ian Hamilton, Seddülbahir Cephesi'nde, tüm cephe hattından yapılan üç taarruz da (Birinci Kirte, İkinci Kirte ve Üçüncü Kirte muharebeleri) beklediği sonuca ulaşamamıştı. Bunun üzerine daha dar bir cephe hattından taarruz etmeyi esas alan bir savaş planı uygulamaya konulmuştu. Bu plan, cephenin önce sağ, sonra sol, ardından da merkez bölümünde birbirini izleyen üç harekatı öngörmekteydi. İlk iki operasyon olan Birinci Kerevizdere ve Zığındere harekatlarının, kısmi de olsa başarı sağlaması üzerine General Sir Ian Hamilton, cephenin merkez bölümünden taarruz ederek merkez bölümü kanatlarla aynı hatta getirmeye karar vermiştir. Hamilton her ne kadar Osmanlı tarafının Zığındere Muharebesi'nde uğradığı kayıpları karşılamadan bir an önce taarruza geçmeyi planlamışsa da, Fransız topçu bataryalarının gerekli hazırlıkları yapabilmeleri için harekat 12 Temmuz 1915 tarihine ertelemek gerekmiştir. Öte yandan İngiliz ve Fransız kolordularında salgın haline gelen ishal, bu birliklerin yeni gelen takviye birliklerle değiştirilmesini gerektirmiştir. Haziran ayı başlarında cepheye intikal eden 52. İngiliz Tümeni'nin iki tugayı (üçüncü tugay, 156. Tugay'dır ve 28 Haziran'daki Zığındere muharebelerinde mevcutlarının yarısını ve subaylarının büyük çoğunluğunu yitirmişti) General Sir Ian Hamilton'un taze kuvvetiydi. Ayrıca o günlerde İngiltere'den takviye olarak gönderilmiş olup bölgeye intikal edecek olan 13. İngiliz Tümeni de yeni harekât için kullanılabilecek durumdadır.

General Sir Ian Hamilton'un acele etmesinin bir diğer nedeni de, Temmuz ayı başlarından itibaren Osmanlı topçusunun artan faaliyetleridir. Alçıtepe'den ve Anadolu yakasından, Seddülbahir Cephesi'nin sağ bölümünü (Fransız kanadı) seyrek de olsa gece gündüz bombalanmaktadır. Cephe gerisinde dahi güvenli bir bölge kalmamıştır. Çatışma olmayan günlerde de Fransızlar sürekli olarak kayıplara uğramaktadırlar. Alçıtepe'deki Osmanlı topçu gözetleme postaları, cephe ve cephe gerisini çok rahat gözleyebilmekte ve özellikle yemek saatlerinde, tuvalet ya da duşların çevresinde yığılma olduğunda, ateşi yönlendirebilmektedirler. Geceleri de süren bu ateş yüzünden askerin bir bölümü, daha güvenlik buldukları bomba çukurlarında gecelemeye başlamışlardı.

Taarruz planı

Taarruz, 12 Temmuz sabahı, üç saatlik hazırlık ateşi ardından İngiliz 29. Tümeni ile Fransız 1. ve 2. Tümenlerinin taarruzu ile başlamıştır. Hazırlık ateşi bu kez, Birinci Kerevizdere ve Zığındere muharebelerindeki gibi günlerce sürdürülmemiştir, ama çok daha yoğundur. Müttefik deniz ve kara topçusu üç saat içinde 60.000 top mermisi harcamıştı, ortalama saniyede beş mermi. Topa tutulan alan yine oldukça dar bir cephe hattıdır.

Taarruz cephesi yaklaşık 1,5 km. olup sağ taraftaki 1 km.lik bölümden İngiliz birlikleri, sol taraftaki 500 m.lik bölümden ise Fransız birlikleri taarruz edecektir. Bu taarruz hattının gerisindeki Osmanlı savunma hattı üç siper hattı olarak yaklaşık 350 m. derinliğe sahipti.

İngiliz taarruz planı, 52. İngiliz Tümeni'nin 155. Tugayı sabah 07:35'de, 157. Tugayı ise öğleden sonra taarruz edecek şekildedir. Eğer 155. Tugay'ın saldırısı başarısız olursa taarruzdan vazgeçilecekti. Eğer başarılı olursa, (her ne kadar bu tugayın taarruz saati 16:00 olarak belirlenmişse de) 157. Tugay derhal taarruza geçecektir. Her iki tugayın taarruz düzeni dört dalga halinde başlayacaktı. İlk iki dalga en gerideki Osmanlı siperlerine kadar ileri harekatını sürdürecek, arkadan gelen 3. ve 4. dalgalar da Osmanlıların ilk siperlerine yerleşecektir. Siperler ele geçirilir geçirilmez istihkamcılar Osmanlı siperleri ile İngiliz siperleri arasında bağlantı siperleri kazmaya başlayacaklardır. 52. İngiliz Tümeni'nin 156. Taburu, Zığındere Muharebesi'nde fazlasıyla hırpalanmıştı, bu kez ihtiyatta tutulmaktadır.

Savaş

Hazırlık ateşi süresince Osmanlı tarafının ilk hat siperleri tümüyle çökmüştü, İngiliz birlikleri bu siperleri hemen hemen hiçbir kayba uğramadan ele geçirdiler. İkinci hat siperlerinde boğaz boğaza geçen çatışmalarda bir İngiliz Tugayı, mevcutlarının yüzde altmışını ve biri haricinde tüm subaylarını kaybetmiştir. Osmanlı askerlerin hemen giriştikleri karşı taarruzla bu siperlerde tutunamayıp ilk hat siperlerine geri çekildiler. Öğleye doğru ihtiyattaki İngiliz Taburu'nun tüm unsurları cepheye sürülmüş, ancak böylece Osmanlı tarafının ilk hat siperlerinde kalınabilmişti. Öğleden sonra saat 13:00'da General Hunter Weston, Hamilton'un emriyle 157. Tugay'ın taarruzuna karar vermiştir. saat 16:00'da başlayan bu taze taarruz dalgasıyla İngilizler Osmanlı ilk üç hat siperlerini işgal ettiler. Ancak ağır kayıplar ve Osmanlı karşı taarruzları sonucu saat 16:00 dolaylarında üçüncü hat siperlerinden çekildiler.

Gece boyunca Osmanlı müfrezeleri İngiliz kesiminde cephenin değişik bölümlerinde süngü hücumuna geçmişti. İngilizleri sabaha kadar uyutmadılar. 13 Temmuz günü sabaha karşı saat 04:30 dolaylarında İngiliz cephesinin sağ kanadında iki tabur kadar asker birden bire cephe gerisine doğru akmaya başladı. Subaylar, eratı güçlükle siperlerine geri gönderebildilerse de bu durum İngiliz askerinin moral durumunun pek sağlam olmadığını gösteriyordu. General Hunter Weston, bir genel taarruz daha düzenleyerek Osmanlı siperlerini ele geçirmeden durumu güven altına alamayacağına karar vermiştir. Taarruzun, ele geçirilen Osmanlı siperlerinden yapılamayacağı ortaya çıktı, bağlantı kanalları yaralılarla doluydu ve taarruza katılacak birliklerin bu kanallardan ileri kaydırılması olanağı yoktu. Bu yüzden taarruz öncesi İngiliz siperlerinden çıkış yapılmıştır. Saat 16:30'da başlayan ve açıktan yapılan bu taarruzu Osmanlı topçusunun ateşi karşılamıştır. İngiliz cephesinin sağ kanadında hiçbir ilerleme gösterilemedi. Orta bölümde en gerideki Osmanlı siperleri ele geçirildiyse de ard arda gelen Osmanlı taarruzlarıyla geri çekilindi. Sol kanattan yapılan taarruz da 24 subay ve 500 eratın kaybı dışında bir sonuç getirmedi. Fransız kesiminde ise harekât daha başarılı olmuş, Osmanlı siperleri ele geçirilmişti.

İki gün boyunca süren çatışmalarda Osmanlı tarafının kayıpları 9.700 (600'ü esir) kişi, Müttefik kayıpları ise 5.800 kişidir. Müttefik kuvvetler ancak birkaç ön hat siperini ele geçirdiler. Cephenin sol tarafında çok dar bir alanda taarruz öncesi belirlenen hedeflere ulaşılmıştı, İngiliz cephesinin büyük bir bölümünde ise ulaşılamadı. Fransız bölümünde ise belirlenen hedeflere ulaşıldı.

Kirte Bağları Muharebesi

Kirte Bağları Muharebesi, Seddülbahir Cephesi'nde girişilen, Osmanlı kuvvetlerinin dikkatini yarımadanın güneyine çekmeyi amaçlayan bir yanıltma taarruzudur. 1915 yılının Ağustos ayı başında, Arıburnu Cephesi'nde bir taarruz harekatı ve Suvla Koyu Çıkarması planlanmıştı. Müttefiklerin söz konusu taarruzu, bir anlamda bu harekatları örtme amacı taşımaktadır. Kirte Bağları Muharebesi, 6 Ağustos 1915 günü Müttefik taarruzuyla başlamış olup çatışmalar 12 Ağustos 1915 tarihine kadar sürmüştür.

Öncesi

Müttefik kuvvetlerin Çanakkale Kara Harekatı'ndaki baştan beri stratejik hedefleri, Kilitbahir Platosu'ndaki Osmanlı topçu mevzilerinin ele geçirilerek, Çanakkale Boğazı'nın Birleşik Donanma'ya açılmasıydı. Arıburnu ve Seddülbahir Cephe'lerinde yapılan çıkarmalardan sonra ağırlık Seddülbahir Cephesi'ne verilmesi dolayısıyla bu cephedeki Müttefik kuvvetlerin hedefi, stratejik hedefe uygun olarak, Kirte Köyü – Alçıtepe hattından ilerleyerek Kilitbahir Platosunu ele geçirmekti. Ancak çıkarma günü olan 25 Nisan 1915 tarihinden Temmuz ayı sonuna kadar girişilen taarruzlarda (Birinci Kirte, İkinci Kirte, Üçüncü Kirte, 1. Kerevizdere, Zığındere ve 2. Kerevizdere muharebelerinde bu hedeflere ulaşılamamıştır.

Mayıs ayı içinde, Arıburnu Cephesi'ndeki Anzak Kolordusu Komutanı General Birdwood, kendi cephesinden bir taarruzla, Kilitbahir Platosu'nun ele geçirilmesini esas alan bir planı gündeme getirmişti. Seddülbahir Cephesi'nde izleyen başarısız girişimler, bu planın daha ciddi incelenmesine yol açmıştır. Sonuçta üzerinde karara varılan plan, hem General Birdwood'un planını uygulamak hem, cepheye yeni ulaşan takviyelerle üçüncü bir cepheyi Suvla Koyu'ndaki çıkarmayla açmak, hem de bu iki operasyon için bir yanıltma taarruzu olarak Kirte Bağları Muharebesi'ne varan taarruzu yapmak olmuştur.

Taarruz planı

Uygulamaya konulacak olan taarruz, esas itibariyle bir yanıltma taarruzu olduğuna göre, taarruz planı da, Osmanlı komutanlara, Seddülbahir Cephesi'ndeki Müttefik kuvvetleri baştan beri izledikleri operatif hedefe yönelik bir taarruz görünümünde olmalıdır. Bu amaçla General Sır Ian Hamilton, Müttefik cephesinin orta bölümündeki Osmanlı girmesine karşı bir taarruz planlar. Böylece Osmanlı tarafına, müttefiklerin cephenin merkez bölümünü düzeltmeyi amaçladıkları, ardından da Alçıtepe yönünde yeni bir taarruza geçecekleri izlenimi verilecektir.

Hazırlık ateşinde yeterli etkinlik sağlanabilmesi için harekat iki kademede planlanmıştı. İlk kademede 29. İngiliz Tümeni'nin 88. Tugay'ı, 6 Ağustos 1915 gününün öğleden sonrasında, 42. Tugay ise bir sonraki günün sabahında taarruz edeceklerdir.

Seddülbahir Cephesi komutanı General Hunter Weston'un hastalığı dolayısıyla İngiltere'ye gitmesi nedeniyle harekatı, kurmay başkanı General H.E. Street yönetecektir.

Savaş

İngiliz 88. Tugay'ının saat 15:50'de başlayan taarruzu, ilk anda direniş görmemiştir. Siperlerden 25 metre kadar ilerdeki fundalıklar kayıp verilmeden ele geçirilmiştir. Osmanlı tarafının ilk hat siperlerine yaklaşıldığında yoğun bir ateş altında kalan bu kıtalar geri çekilmek zorunda kaldılar. Cephenin merkez bölümünde bazı Osmanlı siperleri ele geçirildiyse de karşı taarruz sonucu terk edilmişti. Bu taarruza girişen 800-900 kişilik İngiliz taburundan sadece 12 kişi geri dönebilmiştir. İngiliz 88. Tümen'inin gece saatlerine kadar sürdürdüğü taarruzlar, 3.000 mevcutlu tugayın üçte iki kayba uğramasıyla tümüyle sonuçsuz kalmıştır.

İkinci gün olan 7 Ağustos taarruzu, General W.R. Marshal komutasındaki 42. Tümen tarafından saat 09:40'da başladı. İngiliz taarruzu gün sonunda Kirte Köyü'nün güney batısındaki bir bağ alanında başarılı olmuş, diğer taarruz bölgelerinde geri atılmıştır. 12 Ağustos'a kadar bu bağ önlerinde süren çatışmalarda bağın bir bölümü Osmanlı kuvvetlerinin eline geçmiştir.

Sonuçları

Sınırlı hedeflere yönelik, üstelik de bir yanıltma operasyonu olan İngiliz taarruzunun bu denli kayba rağmen başarısız olması üzerine General Sır Ian Hamilton, Seddülbahir Cephesi'nde hiçbir askeri harekata girişilmemesi emrini vermiştir. Gerçekten de bu tarihten, Seddülbahir Cephesi'nin tahliyesine kadar Müttefiklerin bir taarruz girişimi olmamıştır.

Tahliye

Anafartalar Cephesi'nde 10 Aralık 1915 tarihinde başlanılan tahliyenin hiç kayba uğranmadan 20 Aralık 1915'de tamamlanması ardından Seddülbahir Cephesi'nin tahliyesi hazırlıklarına başlanmıştır. Anafartalar Cephesi'ndeki gibi büyük bir ustalıkla sürdürülen tahliye işlemleri 9 Ocak 1916 sabahı, saat 03:20'de tamamlanmıştır. Otuzaltıbin asker, dörtbin nakliye hayvanı (gemilere alınamayan yüzlerce at, kuzeyde olduğu gibi, öldürülmüştü) 127 top ve ikibin ton ikmal malzemesinden taşınabilenler, gemilere yüklenmişti. Taşınamayan malzeme ise yine kuzeyde olduğu gibi sahilde büyük yığınlar halinde ateşe verilmişti.

Sitemizde sizlere daha iyi hizmet sunulabilmesi için çerezler kullanılmaktadır. Hizmetlerimizi kullanarak çerez kullanımına izin vermiş olmaktasınız.