Sitemizin tüm altyapısı yenilenmektedir. Sitemize özel olarak sıfırdan yazılan yerli ve milli yazılımımızla yerlilik oranı %60 seviyesinde olan yepyeni sitemizle karşınızda olacağız. Daha kullanıcı dostu, daha ayrıntılı ve özelleştirilebilir bir yapıya kavuşacaktır. Ayrıca Trakyamız hakkındaki bilgileri yıllara göre arşivlenmiş bir şekilde sunacağız. Böylece geriye dönük tüm bilgilere ulaşabilecek ve bu konularda araştırma yapanlara yardımcı olmuş olacağız.
Yunanistan'ın dokuz coğrafi bölgesinden biri olan Batı Trakya, doğuda Meriç Nehri ile Türkiye'den, batıda Mesta-Karasu Nehri ile Makedonya'dan ayrılmıştır...
2000 yılı itibariyle Türkiye'de faaliyete geçen şirketimiz gerek iç piyasadan,gerek ithal olarak tedarik ettiği yağlı tohumları sektörün ihtiyacına uygun olarak işlemekte ve dağıtımını gerçekleştirmekte ayrıca, pirinç, mısır ...
Trakya Döküm dünya standartlarında, ISO/TS 16949 belgeli otomotiv, beyaz eşya, hidrolik, demiryolu, inşaat ve diğer sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik, sfero, gri ve temper dökme demirden mamul ham ve işlenmiş parça üretimi yapan bir ...
Şişecam Cam Ev Eşyası Grubu, Şişecam Topluluğu’nun en eski kuruluşu olan Paşabahçe Cam’ın öncülüğünde cam ev eşyası tasarım, üretim ve satışı; zincir ihtisas mağazacılığı ve kâğıt-karton ambalaj üretimi ...
Şişecam Topluluğu’nun düzcam alanındaki faaliyetlerini yürüten Trakya Cam, Türkiye düzcam pazarının lideri ve bölgemiz düzcam pazarının öncü kuruluşudur. Üretim kapasitesi itibariyle kendi alanında dünyada 5’inci ve ...
8 Ekim 1912-30 Mayıs 1913'te Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliğinin Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği savaştır...
2. Balkan Savaşı, Osmanlı Devleti ve Balkan devletleri arasında Balkan toprakları paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlık sebebiyle patlayan, Balkan Savaşları olarak bilinen savaşların ikincisidir...
I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914'de başlayan ve 11 Kasım 1918'de sona eren Avrupa merkezli küresel savaştır. II. Dünya Savaşı'na dek Dünya Savaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır...
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir...
Edirne'nin temiz hava ve yeşil alan yükünü çeken Kent Ormanı, başta Edirneliler olmak üzere pek çok insanın hafta sonları için tercih ettiği mekanlardandır. Edirne merkeze yaklaşık olarak 2 km uzaklıkta olan Kent Ormanı, Edirne – Karaağaç yolu üzerinde ve Meriç Nehri kıyısında bulunmaktadır.
Edirne iline 41 km, Havsa ilçesine 16 km uzaklıktadır. Kırklareli merkez ilçeye bağlı, Ulukonak, Ürünlü, Arizbaba, Babaeski İlçesine bağlı Karahalil kasabası ve Hazinedar köyleri ile Taptık köyü tarafından çevrelenen köy, 20 bin dekar araziye sahiptir. Köyü, Dolhan köyünün üst tarafında kaynağı bulunan, Paşayeri, Ürünlü köylerinden sonra gelen dere ikiye bölmektedir. Derenin doğu bölümünde, meyilli satıhta bulunan eski köyün evleri ve derenin batısında Romanya’dan gelen yeni yerleşim ve yine meyilli bölgede göçmenlerin evleri bulunmaktadır. 65 haneden oluşan köyde, 6 bina iki katlı ve 59 bina da tek kat üzenine kurulmuştur. Binaların %15'i tuğla, %2'si betonarme, %3'ü briket ve %80'i kerpiç malzemesiyle inşa edilmiştir. Binaların 5 adedi 4 oda bir salon, 10 adedi 3 oda bir salon, 50 adedi 2 oda bir salon şeklinde yapılanmış, damlar çatılı ve kiremit örtülüdür.
Köyün arazisi hafif engebelidir. Köyü ikiye bölen Bostanlı deresi çok dar bir vadiye sahiptir. Derenin her iki yakasında bulunan düzlüğün eni 200 metreyi bulmaktadır. Burada sulanan arazi az bulunmaktadır. Köyün doğusunda Karahalil kasabası ile sınır teşkil eden Büvet deresi boyunda da sulanır bir miktar arazisi bulunmaktadır. Arizbaba köyü ile sınır teşkil eden Kavak derenin vadisi daha da dar olduğu için sulanabilecek arazisi yok denecek durumdadır. Bu sınırla içerisinde ekilebilen 16 bin dekar arazisi bulunmaktadır. Çok iyi denilebilecek 3500 dekar otlakıyesi ve 500 dekar Yoncalık ve çayırlık bulunmaktadır. Sazlık, bataklık, dağlık ve göl yeri yoktur. 100 dekar köy korusu bulunmaktadır. Burada, bodur, palamut, meşe ağaçlan bulunmaktadır. Dere boylarında Karağaç cinsi ağaçlar boldur. Toprak genel olarak sarımtırak, kumlu ve az miktarda da kepir yeri bulunmaktadır.
Köyün ne zaman kurulduğu belli değildir. Köyün kuruluşu çok eskiye dayanır ve köyün yerli halkı olarak 15 haneden ibaret olduğu söylentiler arasında yer almaktadır. Bugünkü köyün güneyinde (köy çeşmesinin kaynağı başında) Oluklu adına bir köy daha varmış. Bir üçüncü köy de hemen onun karşısında derenin öbür yakasında Nadanbunan adında imiş. Bu üç köy saçak ayağı gibi imiş ve ortalarında bir mektep varmış. Mektebin bu günkü mezarlığın hemen altında yer aldığı ve bu üç köyün müştereken kullandıkları rivayet edilir. Köyün kuzey doğrultusunda, Hamamalçağı denilen mevkide de bir yerleşim yeri olduğu, toprak altından çıkarılan kadın süs eşyaları, çömlek kırıkları ve buna benzer eşyalardan buranın yurd olduğu izlenimini vermektedir. Bu yerin çok yakınında bir eski mezarlık kalıntıları da mevcuttur.
Oluklu ve Nadanbunan köyleri, 1829 Osmanlı-Rus Savaşı döneminde, Ruslar tarafından yakılıp yıkılan ve ardından da kıran denilen hastalığın sonucunda yok olmuşlar; ölenler ölmüş, kalanların bir bölümü başka yerlere göç etmiştir. Birinci Cihan Savaşında, Ardahan-Erzurum cephesinde Ruslara esir düşmüş bulunan, Bostanlı köyünden Hacı Murad’ın kayınpederi İsmail’in hatıralarından: “Esirlik sırasında Kırım'da serbest dolaşıyordum. Tahminen 90 yaşını geçmiş bir kadınla karşılaştım. Güzel bir Türkçe ile konuşan Nine bana, nereli olduğumu sordu. Edirneli olduğumu söyleyince, Edirne’nin neresinden’ diye tekrar etti. Bostanlı köyünden dedim. Derinden bir ah çeken ninecik, ‘Ben de Nadanbunarı'nda doğmuşum, rahmetli anacığım hep söylerdi, hemen Bostanlı’nın yanındaymış köyümüz’ dedi. Ve hemen ardından da ilave etti: ‘Köyümüz küçükmüş 9-10 hane, Oluklu köyü de öyle, en büyükleri Bostanlı imiş 15 hane’ ağlamaklı bir sesle anlattı. Uzun uzadıya anlattı, Rus savaşında kaçmışlar, Kafkaslara ve oradan da Kırıma. ” 1878 (93 harbinde) Bulgaristan’dan birkaç hane, 1935 yılında Romanya Köstence’den 50 hane, 1951 yılında Bulgaristan’dan 2 hane göçmen gelerek buraya yerleşmişler. Köy 100 haneye yükselmiş. Çeşitli nedenlerle köyü terk edenlerden sonra köy, yine 65 haneye düşmüş bulunuyor.
Bostanlı adının nereden geldiği kesin olarak belli değil. Çeşitli söylentiler var. Kimisi topraklarında iyi ve tatlı bostan yetiştiği için adı Bostanlı oldu diyor. Yaptığım araştırma sonunda, 19. yüzyıl sonuna kadar bu köyde mısır, bostan olmaz inancıyla hiç ekilmemiş. Hatta bostanlarını komşu köyü bulunan Hazinedar köyünde icarla yer bulup ekerlermiş. Ektikleri bostanları, yerini sürüp ekme ve çapalama dönemlerinde toplu olarak gelirlermiş, Hazinedar köylüleri de “Bostancılar geliyor” derlermiş. Buradan köyün adı Bostancılar kalmış ve zamanla “BOSTANLI” resmiyete geçmiş. Köyün ekonomik yapısı tarıma dayanmaktadır. Yan gelir de hayvancılık bulunmaktadır. Ticaretle uğraşan hiç yok gibidir. En çok ekilen buğday, ayçiçeğidir. Az miktarda pancar ve kapak çekirdeği de ekilir. Genel olarak köyde ekiliş şekli ikiye ayrılır. Kışlık ve yazlık diye adlandırılır. Vasati olarak kışlık 10 bin dekar, yazlık da 6 bin dekar ekilir.
2014 yılı nüfusu 170 kişidir.
Köyde, ilköğretim okulu yoktur fakat taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. köyde kanalizasyon şebekesi yapılmıştır halen faal durumdadır.